dik çehreni ey iklim...
mimozamsı yapıncak!
huzur doldur gözlerinden... ambak,zumbak dön ardına iyi bak, ve bal halt etsin yanında, dilinden... haspamsı kuru dal bakışlım kinaye dokunsun gülüşlerin hangi nazı okursun söyle bana? ya da hangi suskuda tutuklusun, cennet hapsindemiydin onca zaman... ıskarta yemişli ağaçta mı salıncağın? ben renk attım her hayaline düştüğümde kın kınanırken hançerden ötürü, bakışının komasında mı kaldım nedir!.. dik çehreni gururdan, huriymişsin gibi gündoğusunu nasıl da işgal ettin? kaymak tatlısından mı halkoldun sen, ve hangi melek imrendi bu haline? işte dünyanın bile başı dönüyor gül kurusu renkler efsununa üşüşüyor! bahsetmek mi neyden ve kimden? önce dilimi çözmen gerek tutulmuş çok görme,nolur;anla halden... poyraza tutulmuş iklim, sende mi? alıp veremediğin nedir ki senin? sıra ne zaman geldi sana, atlamışım.. kana işleyen buhurdan dur, geçme burdan, dile gelirse ağaçlar,ölürsün şaşkınlığından.. uykusu rüyamın kenar süsü canan mücellit mahir usta, yazın nasıl bir hattattan?! mihrine can versem yetmez söz uzansa vakitler yetmez.. sondurakça bir tarifsizsin,durduraksız anladıkça ne kadar bensin de benden uzaksın amansız.. |