İKİ SARMAL
gökler kanıyordu ıssızlığın bozgununda
seğiren sulardı tenimizi ürperten can içre sancıyan sanrılarda bulduk kendimizi yeniden yeniden ayrılıp kavuşmalarda deniz karanlığına sığındığımız zamandı köpükleri kıvılcım yüklü dalgalar saçıp savurarak bizi bizden ötelere bir kıyıyı arıyorlardı, kıyıda bir kulübeyi dingin bir sağnağı emiyordu göğsü denizin gülüşen ışıkların kaynaştığı o uzak limandı ikili sarmaldık akıl almaz bir boşlukta seslerimiz sevişiyordu sevincin ağızlarıyla parmak uçlarımızda kıvıl kıvıl kumların kıpırtısı gök bulut yığılı, inadına çoğalan bir öfkeyle iki ömrün sığdığı küçücük bir andı bir düş seli miydi sürükleyen bizi gerçeklerin kıskacında döne döne birden bulup birden yitirdiğimiz geldiğimiz ve gidecek olduğumuz o yöne bilmem ki hangisi doğru, hangisi yalandı? |