KARDAN KALPHavada hüzün kokusu var, Esen rüzgârlar, ılık ılık ayrılık diyor, Ve bir ateş düşüyor sineme, Bir ateş, bir hançer, bir sensizlik... Bakışlar buğulanmış, Birazdan boşaltacak sağanaklarını, Ve rüzgâra karışacak acı bir veda, Güneş bile saklanıyor bulutların arkasına, Güller nazenin sallanmıyorlar adeta, Sanırsın ki dalları secde edercesine eğiliyor toprağa, Acı bir çığlık yükseliyor yüreğimde, Veda var diyor, soğuk, karanlık ve acı... İşte düşüyor ilk damlalar kaynağından koparak, Gidiyorsun, bakışların yerde, Gidiyorsun ellerin bile tutmak istemiyor hayatı, Gidiyorsun sevgili, yüreğimi de götürüyorsun, Dur gitme! Dur gitme! Demek rüzgâra ters yöne es demekten farksız, Hayat anlamını yitirdi bir anda, Gözlerin, o kopkoyu karanlığında kaybolduğum gözlerin, Bir boşluğa bakıyor, gidiyorsun sevgili, Bırakma ellerimi, bırakma yüreğimi, Hani hatırlar mısın, bir kış günü eline aldığın bir avuç karı, Kalp yapmıştın ve bu benim kalbim diyerek vermiştin, Hatırlıyor musun sevgili, verdiğin kardan kalp buz gibiydi, Dedim bu kalp çok soğuk, çok soğuk... Isıt o zaman demiştin, ısıt kalbimi, Avuçlarımda tutsam elimin sıcaklığında eriyecektin, Bıraksam, elimden düşecektin, Bir anda ne yapacağımı bilememiştim, Ve sen bu günkü vedayı o zaman yapmıştın aslında, Sevgili, benim kalbim kardan değil, Ama bir gün onu da bu şekilde bulacaksın, demiştin, Kıyamadığım kalbini elimde eritmiştim, Anladım ki insanı sevdikleri öldürürmüş, Anladım ki gidişinle, bende artık yaşamayacağım, Hayatımı bir uçurtmanın kuyruğuna bağlayıp, havalandırmak istiyorum, Sonra ipini bırakıp ardından gelmek istiyorum, Gidiyorsun sevgili, benden öndesin yine, Benden önce gidiyorsun ve geleceğim sevgili, Her zaman olduğu gibi, yine sana geleceğim... Yakup Çak |