Dertlerin Deryası Mevla’mDert dergâhında kavrul be dost! Dertlerinle dertlen, Hayatınla yoksulluğu öğren… Unutma kadehteki zehir i, Ne malum bir gün o kadeh, son nefesin nehri… Saygı görmeden üst üste dizilir yoksulluk… Bükük dünyada bükük kollar sarılır, Malum suçtan dergâhlar kapanır. İlelebet günahım. İlelebet dergâhım. Ne güzeldir benim imanım! Kavuşturur bütün yeryüzünü, Beddua etmeden çizilir figanım. Bilmeden yok olur kadehimdeki zehir. Sana olan kulluktur bedenim. Sarhoştur yüreğim. Sebep sizdir bütün dertlerim. İlle de figanım. İlle de cellâdım… Açılan eller bir dua… Kâfirin sıkıntısına deva, Allah ki dertlere deva, Kalp mührünü isyanlara bağlama… Resul kuludur muazzam. Gök yer beladır dünyam. Topraktır en büyüm hazinem. Sende bir gün el sürdür bana ya Mevla… Dinden çıktık rüyalara, Sevmeden sevdalandık maneviyata, O aşk ki kavurtan sevaba, Sen her yerdesin ey Mevla… Yunus emre gibi olamayanlar, İbliste dert bulanlar, Kulun günahını alanlar, Yeri ne cennettir ne de cehennem… Yapılan yanlışlıklar sahilin çıkmaz uçurumunda… Boynu bükük yetim duvarında… Elini açan dergâha, Ne günahtır ne de mekruh… İslam’ı misvakı ile kavuranlar, İslam’ı kalpte ki zincire koyanlar, Ateşte kavurmayı bilenler, Ne güzel dindir ya Mevla… Beni sana bağlayan kuran! Sensiz eden şeytan, Seni seven bu kullar, Ya okuyan üstatlar, ya da melekler… Ağaçlar kıvrım kıvrım ararken, Mescitler cemaat beklerken, Dünya ile batılaşırken, Ne ölümdür bu gelen, ne de hayra bin dua… Yetimin susamasıdır hayat! Kerpiçtir göz rengi, Lal dudaklı kalplerdir kavuşturan, Beni de götür ya Kudüs ya Mevla… Naylonlarla oluşan ellerim. Dinlemez ki şu seferim. Sana olan inancımdır neferim. Derk etmez ki bedenim. Af eyle beni ya Mevla… Zina cevher olmuş dünyevi… Köreltmiş tüm bedeni, Kulun son bedeni, Allah’tır seveni… Bir annedir ıslah eder yavruyu, Dertlerini dert eder günahı, Acıyan yüreği, Af eyle ya Mevla… Af eyle ya rahman… Allaha olan aşkımdır bu satırlar, Aslının aşkı değil bu kadeh! Rabbimindir bu kudret. İster beni yakar, isterde yıkar kılar. |