" zaman susma vaktidir "/ Bazı kadınlar şehvetli mavilikler topluyordu denizden bencildi elleri, sen çok uzaktın bana / Saklama şizofren gecelere Beni, O yıldızın göz kırpışından tanırlar Uykular sendeleyerek düşer mütemadiyen Bakışlarım sarhoşluğu kadar yalpalar Gözlerimi gözlerinle tut/ma ! Madem ki öleceğiz ay ışığında Beni, Bir intihar şehrinin en izbe sokağında unut/ma ! Her delinin bir sevda hikayesi vardır Her ölünün yaşama dair çelişkisi Suskun adımlarıma masallar anlatamam artık Tebessüme mecalim yok Bir ihanet darbesiyle yıkılan şu çürümüş gövdemi Kaldıracak halim yok Umut sektirdiğim kaldırımlara Yığılır ağır bir barut kokusu Sadakat denilen ütopya tamda alnından vurulur Sevdanın dilinde zehir zemberek küfürler Zaman susma vaktidir İnadına bütün saatler intihar uyanışına kurulur Güneş bir yosmanın kucağından uzatır başını Kapkara suratlı bulutlar Kanayan yüreğime gül işlemeli mendiller basarken Ya ben ağlarım Ya yağmur örter üstümü Şimdi ben, Yani ben, Bir avuç toprağa sürgün yanımla Namuslu dağlar gibi özgür Ve, Gecenin gözleri kadar karanlığım Unuttum hasret kalmayı Artık düşlerime bir tek güvercin bile uğramaz Oysa Beni, En çok deliler Ve biraz da ölüler severdi... ----- aras ---------- |