" bir veda seyirir göz çeperimde "/ korkak bir şairim, parmak uçlarında yürüyen / Tedirgin bir serçenin kanadında uyursun Gecenin saçlarından karanlığı soyamam... Ay, yıldıza sevdalı şafak, güne duyursun İrkilirsin göz ucu, koklamaya doyamam... Kıyamam, kıyamam..." diye başlayacaktım aslında... Bu gece kafiyesizim şiirin dumanında Kül tablasına süslü süslü heceler bastım yar ! Zehir zembereğim kustum yar ! Sustum yar ! Ki ne geceler Ben kendime küstüm yar ! Zulası acıların en kör anında Tekmelerken sadakat taburesini yüreğimin altından İpe çektim sevdamı, acımadan astım yar ! Haklısın, evet çok haklısın Düşmelisin düşünmeden dudağında kalan dudak izine Sürmelisin alnına sıcak dokunuşları Ve ihanete can çekişen hüma kuşları Son çırpınışında vefanın Ve sen yine de koynuna sokulmalısın unutamadıklarının... Bitti ve gitti Sadece iki kelime Kambur bir çift parantezle aralanmış Üç beş kağıt parçasına karalanmış Bir kaç şiir bozuntusunu buruşturur elime Alışkanlıklarından sıyrılmış bir şair olarak hatırlarsın zaman zaman Bilmezsin ki bakışlarımdan damlamış kan Ve kırılmışlıklarımla hemhalim... Bir veda seyirir göz çeperimde Ama susmalıyım Pusmalıyım korkaklığın siperine Yenilmiş sözlerin mağrur duruşu Belki de artık teselli etmeli beni Belki de artık gitmeliyim İşte budur sevdanın altın vuruşu... Oysa; Ne çok sevmiştim seni Seni ne çok sevmiştim Çok sevmiştim seni ne Sevmiştim seni ne çok... / siyah beyaz beliriverirse gökkuşağı göz yaşımın akabinde, kalsın öylece takatsiz gözlerimi yeşile boyamam / ------ aras ----------- |
selamlar