YANKI
Her kelimenin iki anlamı olduğunu
bilmiş, baştan beri üçüncüyü aramıştı. Ama bu bir şey değildi asıl aradığının yanında : Başka bir düzen olsun istemişti seslerin arasında, harflerle renklerin birbirlerini itmedikleri bir dengeydi ısrarla kovaladığı. Yıldan yıla dile yüklediği zalim işi dizmişti kafasında, ışığa ve karanlığa, sessizliğe ve uğultuya verdiği değerleri elden geçirmişti tek tek. Heceden heceye dörtnala ilerlemişti bakışı, cümleden cümleye tekinsiz bir başdönmesiyle geçmişti: Bir an boyu elinde tuttuğu kelime onu kavururken durmuş, gözlerini uzağa, sonsuz bir boşluğun ardında beklettiği sonsuz bir aynaya dikmişti. "Ben yoksam" demişti oradaki yüz, "siz bekleyin". |