ULAK
Yıldan yıla geçerken
hikâyeler topladım evlerde, çıkından çıkına doldum taşırdım hiçbir yere sığmayan ölüm dirim haberlerini, çıkamadığım yokuşları bağışlıyorum giremediğim çıkmazları : Doydum gezdiğim caddelerde kovandan kovana delik deşik götürdüğüm uğultulara. Bir kül ki boşuna : Ben unutsam, kimse hatırlamaz. Belki de yenilenmeli ağaçlar. Boyalar devşirilmeli mevsimin yapraklarından, haşarı erguvandan. Yepyeni fırçalar alınmalı çarşıdan, insan eliyle germeli bezi tahtaya : Herkes kendine görülmemiş bir düş aramalı. Sen, penceredeki suskun kadın : Hayatımda ol, kal, öl, istiyorum. |