Seviyorum Seni
Yalnız ve karanlık gecelerde
hep özlediğim, bir dudak mesafesi kadar yakın ama giderek nedense uzaklaşan sarı saçlı, mavi gözlü, hep yeşil giysilerle görmeye alıştığım, tarihin derinliklerinden miras vakur ve gizemli tavrınla sevgine mahkum edildiğim yegane sevgilimsin. Seviyorum seni. Yeşilin en güzelini tanrı sana örtü diye vermiş, mavinin en güzelini deniz. Akdeniz’in gri dalgaları dört bir yanını yağız bir delikanlı gibi sarmış okşarcasına, korurcasına. Bu dalgaları ne mavnalar, ne gemiler yardı tarihin seyir defterinde. Geldiler keyif gecelerinin unutulmaz şarabı için üzümüne, geldiler kömür gözlerine benzer madenine, geldiler en güzel bakir duygularına, geldiler özgürlüğüne. Yılmadın, korkmadın, bıkmadın. Islak saçları arkaya bağlı kıvrak bir İspanyol dilberi gibi başdöndüren dansın, karşı koydu azgın dalgaların azgın konuklarına. Raks sesleri en güzel melodiler eşliğinde yüreğinin en müstesna meydanlarında yükseldi, yükseliyor hala. Seviyorum seni, yanık çam ormanlarının hasret kaldığı bülbül sesi gibi, bir bahçede yeşermiş roka, bir köy evinde fırın kokusu gibi, yıkık kerpiç duvarlardan özgürlüğüne süzülen o gençliğimin çiçeği yasemin beyazlığı gibi, seni seviyorum. Seviyorum seni, Mesarya’da başak saçların arasında sımsıcak temmuz akşamlarında, bedeninden korkusuzca akan tere inat özgürlüğe esen bir deli rüzgar gibi. Seviyorum seni, harup ağaçları dalında siyah bir meyve, Akdeniz maviliğinde salınan bir sevgili, tarihe meydan okuyan heybetli bir zeytin duruşu, yaz akşamlarında sevgiye ve suya hasret bir kına çiçeği gibi. Seviyorum seni, hain karanlığı bir gecede demir parmaklıklar arkasında, soğuk soluğu ile yapayalnız bir insanın özgürlük özlemi gibi. Seviyorum seni, kara bulutlar arasından güneş huzmeleri gibi süzülüp ismini bağrına kazıdığın, belki sendikacı, belki avukat, belki yazarların çoluk çocuk, genç, ihtiyarların yere düşerken, beyaz ve kırmızı karanfil kokuları arasında dudaklarından çıkan bir çığlık gibi. Seviyorum seni, tarih boyunca yaşamsal güzelliğine, körpe bedenine göz diken, sana düşman davetsiz konuklara ölümüne bir isyan, anadan doğma bir öfke gibi. Şairin dediği gibi; "Sevdam sende benim yüreğim sende Bir tarih geçmişim yarınım sende Ben seni yabana veremem asla Soyunur kavgaya girerim ülkem Toprakları dost kokan sevgili ülkem ". Sen sevgilim korkma ezilsen de baskılar altında, oluk gibi kan aksa da üzerinden yazın kavurucu sıcağı, senden kopan evlatların uzakta dinmez feryadı, durmaz gözyaşı, sonsuz hasreti olsa da yalnız değilsin. Gün gelecek kıyılarında hoyrat rüzgarların kırdığı dallar yeşerecek, sarı saçlarını sevgi rüzgarları okşarken sevgililer kavuşacak birbirlerine, seni terkeden nice suskun hüzünlü dönecek sıcak kucağına, özgürlük türküleri söylenecek yükselen bulutlarında. Seviyorum seni, titrek dudaklarını doyumsuzca öpmek istediğim, bedenindeki özgürlüğü sınırsızca yaşamayı düşlediğim, gizemli bakışıyla korkusuzca salınan yasemin kokulu sevgilim gibi. Sen sevgilimsin, sen uğruna ölümlere gittiğim yegane kadınım, sen MEMLEKETİMSİN.... |