Ansızın...
Islak bir şamar gibiydi; yüzüme düşen damla
Acısı ateş gibi; şimdi gel de ağlama… Kalem de yazmak istemiyor maziye sitemleri; Saatlerden düşüp sessizce ölen saniyeleri… Ne gerek var? Ne gerek var ; fani dünyada kalıcı acılara sahip olmaya Mutluluk ekmek var iken titreyen dudaklara Gözpınarlarımıza yerleştirmek varken gülücükleri Ne gerek var bilemiyorum? Islak bir şamar gibi yüzümüze düşen damlalara… Ölüp giden saniyelere tatlı birer hatıra yüklemek Fırtınaya yakalanmış olsa da hayat gemimiz Yelkenlerine mutluluk doldurmak Gökyüzünü kaplasa da hınç dolu kara bulutlar Yağmur damlalarını sevgi ile okşamak Güneşin her doğuşunda yeni sevdalar oluşturmak Kısacık ömrünü gülerek geçiren kelebek gibi renkli olmak… Elimizde iken mutlu olmanın sırrı; neden bu hüzünler? Unutmuyorum, hep aklımın bir köşesinde Hüzünlerde boğuşurken; mutluluğu beklemek nafile… Mutluluğu çağırmıyorum; Ben ona koşuyorum doru küheylan hevesiyle… Biliyorum ki; Ecel okuna rastlayacak beklemeden hayat telimiz Ummadığımıza bir an’da; Ansızın… Metin Kaya İLHAN TRABZON |