)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-318-)(-)(-)(
.....................................................................
*********** Ağlasın *********** Hakikatli yarim küstün gidersin Artık bu vatanı elin ağlasın Bülbül gibi yuvan viran edersin Baharda açılan gülün ağlasın Civanken feleğin kahrına düştün Ne kemliğim gördün ne de vazgeçtin Eşinden ayrılan suna tek uçtun Bir de viran kalan gölün ağlasın Sardın kara toprak civandır çağın Esmez bad-ı seher soluyor bağın Yatakların mahzun ağlar otağın Tütmez ocağından külün ağlasın Aç kapıyı yaralara baktırın Karanlık odana çıra yaktırın Tutmaz elin küpen kime taktırın Yüzüğünde elin melun ağlasın Gece gündüz hakka kıldım niyazı Böyle mi yazılmış bu kara yazı Çok civansın sarılmışsın beyazı Bohçanda yeşilin alın ağlasın Açılır sinende yaralar sızlar Yine mi sürülmüş o kara gözler Aklıma geldikçe o şirin sözler Sustu mu dihanın dilin ağlasın Vefa onmaz felek çarkına düşen Asla rahmetmedi o civan yaşan Serde zülüflerin olmuş perişan Gerdana dökülen telin ağlasın Görmemişim o gözlerin elasın Garip serim artırıyor belasın Ben sanırdım gittin yine gelesin Gözlesin Erdemi yolun ağlasın ************** Aşık Erdemi ************** 1911-1983. Kağızman’da doğdu. Asıl adı İbrahim Alıcı’dır. İlk medrese eğitimini Kağızman’da aldı. Daha sonra ilkokul diploması aldı. Kağızman’daki bir camide müezzinlik yapan Aşık Erdemi, buradan emekli olduktan sonra Gaziemir’e yerleşti. Hem kendi şiirleri hem de geleneksel anlatı ve şiirlerin arşivlere aktarılmasını sağladı. Özellikle yöredeki aşık havaları konusunda yetkin bir bilgiye sahip olan Erdemi, bu havaların ve aşıklık geleneğinin kendisinden sonraki kuşaktan birçok aşığa geçmesinde önemli bir işlev üstlendi. Aşık Erdemi’nin şiirleri değişik gazete, dergi ve araştırmalarda yayınlandı. Aşık Erdemi Gaziemir’de öldü ve orada toprağa verildi. KAYNAK:© BeKa Sitesi -------------------------------------------------------------------------------- )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-318-)(-)(-)( Gülünün dalında baykuşlar tüner Feryat et ey gül dalın ağlasın Çileyi çekmektir sevda da hüner Aşkına ram olan kulun ağlasın Bir çift buğulu göz yollara baksa O gözden süzülen yaşların aksa Gittiğin güzergah çıkmaz sokaksa Hedefe varmayan yolun ağlasın Ayrı geçen zaman aşkta kayıpta Şu gönlünde ayrı yere koyupta Yıllar yılı bu sevdalım deyipte Adım söylemeyen dilin ağlasın Uzandım da tutamadım elini Şahit tuttum sana seher yelini Kemerin sıktığı ince belini Tutup saramayan kolun ağlasın Sarp kayalıklarda şol gökçesinde Sevda anlam bulur dil, lehçesinde Çiçekle bezenen aşk bahçesinde Koklamadı diye gülün ağlasın Niye be güzelim bu figan niye Oysa bana bakışın dı hediye Bu günde sevdiğim gelmedi diye Duaya uzanan elin ağlasın Duygulanır insan sevdaysa konu Yazar hafızaya her geçen anı Beni her görüşte çarpar ya hani Hızlı hızlı çarpan solun ağlasın Bilirim acı var gönül sızında Bülbülün ötmüyor bahar yazında Lüzumsuz çaldığın dertli sazında Mızrabın değdiği telin ağlasın Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
selamlarımla