Yürek YangınıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Cam kenarları ilhamın yoğun olduğu yerlerdir. Herşeyle aranda sadece bir cam vardır çünkü... Hayaller cama akseden yansımalarda oynaşır... Benim gibi garibana sadece yazmak düşer..
Sustuğuma bakma İzmir’in bende ki en büyük izi...
Ben susmuyorum aslında. Adının dört harfi dudaklarımı kırbaçlar ya, Dayanır bu işkenceye sefil yüreğim. Ama ben ne zaman ansam o adını, Tat alma duyusundan ebediyete dek mahrum edilir sanki, dilim. İçtiğim çay sıcak bir sıvıdır artık. Yediğim yemek sulu bir katık... Ve ben öyle çok susadım ki sana, çok değil bir damla, Sadece bir damla verseler dilime, Niyet edip Allah rızası için seni sevmeye, Senelerdir tuttuğum kara sevdamın orucunu açacağım hayalinle, Tadım da yerine gelecek keyfimde.. Burası İzmir ve adın bana İzmir’den hatıra kalan en derin izdir. Seni bana vermiyor, Adını söyleyince fısıltı ile bi’ günah gibi, Dilimi şişletiyor, Yüreğime müebbet yalnızlık hükmü veriyor, Kalemimi kırıyor bu kahpe şehir, İbret olsun diye bütün naylon aşkların önünde, O günden beri sevgi, sevenlere masal geliyor... Ve geriye... Geriye bir tek gözlerim kalıyor yar. Hani adını anmak yasaklanmış mühürlü dilime, Seni şiir diye yazmak, yazarken yaşamak da yasak ellerime.. Geriye sadece gözlerim kalıyor. Bakınca anlarsın gözlerimin dilinden sen. Retinasına bıraktığın hayalinin izi, İrislerime koca bir dünya çizer, Anla işte sen dünyaya bedelsin Aslında... Dünyam sensin. Sakın sorma, "Peki gözlerin... Gözlerin niye kanlı?" diye... Yokluğunun has rengidir, gözbebeklerimin kızılı, Ne zaman susasam bir yudum sana, Hayat kırık bir kadehte zorla içirir bana yokluğunu. Alabildiğim tek tattır bu. Ve yan etkisidir gözlerimdeki kanı... Yoksun galiba... Varsan bile hiiç hissetmedim ben, var olduğunu. Gerçi adın öyle büyük, öyle ağır bir küfür olmuş ki İzmir’in lisanında "Seni seviyorum..." diyemediğim halde aldı herşeyimi. Hissetmiyorum, Tat alamıyorum yokluğunun acımtırak tadı hariç... İnanır mısın? Üşümüyorum bile artık. Senden önce buzullardan farksız olan yüreğim senden sonra eridi sanki. Yüreksel ısınma diyor içimdeki deli... Yokluğunun bende ki karşılığı yani. O yüzden diyorum yüreğim yangın yeri diye O yüzden yanıyorum cayır cayır Gözlerim bu yüzden kanlı... Sen yoksun ya... Ve ben adına hasret tükeniyorum ya şimdi... İşte sırf bu yüzden o hayalin kundaklatır göz bebeklerimi. Sözün özü yanıyorum işte. Hani adım gibi eminim, adını ansam anamı ağlatır yokluğun Ben söndürmeye uğraşırken kömüre kesen kara yüreğimi, İnadına yapar gibi benzin döker hayalin katresi... Volkan olup patlamam yakındır, İnan bana... Patlarsam eğer yüreğimi kasıp kavuran yangınlarımla, Ne ciğeri evvelden ateşe alışık Roma dayanabilir bu nar-ı aşka Ne de aşıklar şehri Paris kalır piyasada... Adın... Adın diyorum adın! Dört harf... İki hece... Koca bi kelime... Öyle ağır gelirki deli yüreğime, Tartsalar beni, koysalar dönek dünyayı diğer kefeye. Daha ağır basmazsam namerd olayım ben, İçimde sen varsın diye. Ooooff offf... Çok konuştum... Aslında konuşmuyorum. Adın bana yasak ya. Bak gözlerim haykırıyor dilimin yerine... Buram buram sen kokuyorsun göz bebeklerimin ılık tebessümlerinde... Yanık kokusu gelirse fındık burnuna, Hiç şaşırma... Yüreğim yanıyor... Sen yanıyorsun... Dünyam yanıyor... Ben yanıyorum... Biz yanıyoruz... Söndürebilene AŞK olsun be AŞK OLSUN! *YÜREKİSTAN’LI ABDÜSSAMED GEDİK 03/01/2012 *Yürekistan benim yüreğimde kurduğum tek kişilik cumhuriyettir. **Malik EŞTER müstear ismi bana aittir. Bu şiir yakında Malik EŞTER adı ile seslendirilecektir. abdussamedgedik.tr.gg yada www.youtube.com/KendiniUnutanAdam sayfalarında sesli şiirimi bulabilirsiniz... |
selamlar