_KIRILMA NOKTASI_Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Işık yoktu. Eşya görünmez kılınmıştı ve yağmur yağmıyordu. Işığın sönmesi elbet yağmura ve dalgaya karışmak kabiliyetlerimizi kaybetmiş olmakla izah edilebilirdi. Boticelli tablolarından gündelik hayatımıza dökülen ışığı yitirmekten çok öte, onu yitirdiğimizi fark bile etmemekti. Işığın sönmesi güzellik gibi acının da alışıldık bir şeye dönüşmesiydi. Aynamızı yitirmiş olmakla, yitirdiğimizin bir ayna bile olmamış olduğunu anlamak arasındaki fark; sevgiliyi değil ama aşkı yitirmiş olmakla açıklanamayacak bir bilmeceydi. Kendimiz olmayan bir hayalle bir aynaya düşmüş olmaktan da başka bir şeydi.
Sıfır noktasıydı ışığın sönmesi, eksi değildi. İstiğna olarak da telâffuz edilebilirdi ve her halde tersinden okunabilirdi. Yalnızlık, kuşku yok ki bu yüzden, sözcüklerin kendi içini en çok dolduranı idi ve bu yüzden aklımızda en çok ve çabuk kalan sözcüktü yalnızlık. Işığın sönmesi lügatlerde ‘eskimek’ten başka sözcüklerle yazılan bir şeydi ve aynı lügatler ‘lâl’i, ‘eskiden mücevherattan sayılan ama şimdi gözden düşmüş bulunan’ diye tarif etmekteydi. Nazan Bekiroğlu - Nun Masalları Yağmurlu bir sabahın sükunuyla asûde Eskimiş baharların sonuncusuydu zaman Saklıyordu isyânı heybetli gölgesinde Belli anlamayacak diz çökülse el-aman Vakit gelmiş gelecek en kırılgan vakitti Ölümün eşkalinde en dirilgen vakitti Önce bir ışık yandı ye’se kapıldı leyâl Âsuman yıldız yıldız kandillerle donandı Silûete büründü varlığı müphem hayâl Varlık hep var olanın varlığına inandı Vakit tüm olmazların yaşandığı vakitti Yüreğin sonsuz nûru kuşandığı vakitti Elestten mahşere dek tüm kapılar açıldı Levh-i mahfûza kayıt düştüğünde yeminler Ne tutuldu o sözler ne günahtan kaçıldı Bütün yollar sırattı hep kaygandı zeminler Vakit Âdem’in affı beklediği vakitti Tevbenin karaları akladığı vakitti Boy verip göğe doğru olgunlaşmadan başak Sanki görünmez bir el amansız biçiyordu Bölüyordu ruhları esrarengiz bir kuşak Gürûhlar yalnızlığın zehrini içiyordu Vakit sabrın Eyyûb’u yokladığı vakitti Karanlığın koynunda sakladığı vakitti Yıpranınca hayatın en değerli incisi Yordamını kaybetti akıl denilen ihsan Tedirgin bir şahlanış yıkımların öncüsü Nasıl olmasın mümkün, nisyânla mâlûl insan Vakit ateşte gülün yeşerdiği vakitti Bir katrenin ummanı taşırdığı vakitti Biter miydi ki birgün bitimsizlikle mâruf Kabul görmezdi elbet aslolanın ifrâzı Aşka dûçâr olmaya hazırken cümle huruf Bir kalemde onandı kelimenin infâzı Vakit tüm alfâbenin yakıldığı vakitti Vakit muhkem surların yıkıldığı vakitti .... |