BİTMEYEN
Bir, merhaba ile başladı her şey.
Hoşçakal deyince bitmedi fakat. Saadet somunu bayat mıydı ki, Oturup yemeye değmedi takat? Rüzgar gibi geçip gitti seneler. İlham-ı naz’moldu cümle çileler. Bahtına şükretsin yüz bin kereler, Şirin’den aladır ettiğin kat kat. Divane diyorlar böyle seveni. Kahraman sanirlar çekip gideni. Bir Aslı’yı düşün, bir de Kerem’i. Çölleri aştıran neydi ki maksat? Gece ilham almış zülfün renginden. Günün şavkıması icazetinden. Bahtımın karası o gözlerinden, Gönlümün yarası, tellenen nebat. Ne kadar yalvarsam, ne dersem deyim, Elden ne gelir ki ah ben ne’deyim. Derdimi hangi dağ taşa söyleyim? Duyarsa gark olur cümle kainat. Bir taş kaynar durur göğsüm içinde. Derman yok bu derde Asya’da, Çin’de. Adeta iblise kıyım biçimde... Cehennem midir ki bu ateş ya Rab! |