"MOR MENEKŞELER ZAMANI"
Buğulu sesinle al benide götür
Seyyah olup aşılmaz sanılan dağları aşalım Yağmur olup çöllere yağalım Can olup,kök olup,doğalım Güneş saklansada asi bulutlar arkasına, Yaramaz çocuk afacanlığında, Bir ağacın körpe dalında, Meyve olup tutunalım,inadına sevda, aşk, hayat ve biz!!! Koşumundan kurtulmuş bir kısrak, Özgürlüğü koklarken gidiyor koşarak Belki esaretine yine döncek Olsun,şimdi özgürya doru kısrak siyah gözlerin, baygın bakışların, dokunsam ağlayacak. Gel artık sığamıyorum bu şehre,sen olmadığında, Hani dönecektin mor menekşeler zamanında, Sabrıma şerbet eyledim,menekşeler vazomda, Giden gölgeler döndü,bekliyorum ben hala. minnet, muhtaç, yarım kaldım eksildim. Avereliği meslek edindim,dilenirim köşelerde, Parkta, bir bank üzerinde,soğuk gecelerde, Sabahın seherinde üzerime inen çiğ’lerde, Seni arıyorum bütün simalarda,yoksun yinede. söz vermek, sadakat, aşkın tanımında. Vurgun yedim,fersah fersah derinlerinde, Hissizleşti bedenim,kalbim hala seninle, Düşlerimi yitirdim,hasret denizinde, Turnalar döndü,sen yoksun içlerinde. kokun, gülüşün, hepsi benim özlemim. Turfanda baharı sakladım,koynumda, Mor menekşeler ektim pencere önünde saksıda, Döneceğim demiştin,menekşeler zamanında, Gelmiyorsun,onlarda küsecek en sonunda, umutlarım, sabrım, bitmek üzere. Artık,korunmuyorum ne yağmurdan ne soğuktan, gerek kalmadı,hala yok muştu,nu veren, Feragat ediyorum olası hayatımdan, Sen gelme,belliki memnunsun sefil hayatından. mor ve ötesinde, leylak ve menekşelerin, ölümünde renginde. " SEZAİ KONUK " |