aynalar
aynalar, luzumsuz baş kaldırmış yüzüme;
kenevir kumaşından sararmış hint bir tablo, hepsi o kadar, ne diye zırlarki, şu yansımalar? sübyan mektebinden kaçıp ağzının süt kokan küfrüyle isyan eden ve karşı taraftaki simitçiden bol susamlı, sıcak simit çalan çocuk kadar suçlu oysaki..! şiirreti eksik şiddetiyle, birden donup çatlamasa bari, kondomumu unutmuşum yoksa çiziklerini alırdım ya, oda başka bahara... ne olmuş? saçım sakalım uzamış biraz, az daha unutuyordum; morlukta var gözlerimde uykusuzluğun jileti çekik işte... iyi de bu meret daha da derinde, neyin peşinde? utanmasa bir de suratıma tükürecek, kuşluk vakti asabımı bozdu yine, ne olmuş? serseriysem, aşklardan vurgun yemişsem, yüzüme bocalaman mı lazım, her görüştiğümüzde? bi’ defa; yaşanmışlıkları idam edenlerin sicim kalıntıları onlar... dikkat et içindeki sızı benim derin yaram, kırıklarına hayıflandığın gölge, herşeye rağmen zifiri karanlıkta aydınlığa imza atan adam... |
sevgiler üstadım