Çay Faslı
şiirlerle doldum
karlı buzlu bir ülkenin güneşli yanından geliyorum ben o kadını sevecektim sevdirmedi kıskançmış kızaklar içimden geçerken içim geçermiş başımı alsam gitsem diyorum uzaklara diyorum orda kalıyorum hergün birbirinden daha da uzuyor şaşa kalıyorum ozan başıma balkonda güneşin balık burcuna girdiği bir anda artık çok geç arkadaş giydik madem beyaz gömleği istanbul’un kiri temizlenmese de temizlenir gözleri balkonyadayım uyuyakalmışım uykum finlandiyalı kuşlar geçmiş üstümden annemin ördüğü kazağa büyüyerek sahne küçük dekor telaşı günlerden cuma bugün ayın kaçı havva elmayı ısırmış isa çarmıha gerilmiş cuma namazları falan bugün bu şiir bitmeyecek anlaşılan şarap da içecektim biraz önce yok mu bana da demli çaydan solma çiçek onmaz yanından bizler polyester duygularız olsa olsa cilalı solma çiçek onmaz yanımdan evdeki her hesap bol gelir çarşıya bir senin ölümün öldürür beni bir de boş şişelerde bayat haberler ufuk kırmızı yanında umut renksiz gökkuşağı sakın solma çiçek demli çaylar içelim karadeniz dellenip yine yüklensin almanya işte penceresi yok ki kaçıp gelesin size çaya gelecektim ellerim ellerinizden öper elle tutulacak akıl olacak şıp diye iyileştiren şaman düşü iyi beslenmiş bir eşeğin sütünden hekimler de ihtiyarlayacak bilmez ki dipçik atar eşek süt vermez ki martılar var ya sanmayın deniz kıyısı ençok mart’ı bitirmişler mart denilense çöp kutusu çok pazarlıklı bu yarınlar kır çiçeklerini süsleyen eşkiya akıl aşırı i-net bilimsel yayın selma ençok bana bağırdı sözde sevgilisi ben olacakmışım zaten herkesin rolü küçük bir şiir bana yazılmasa da size çaya gelecektim ellerim ellerinizden öper |
martının kanadından girer karıncanın ayak izinden çıkar...
yetmez fillerin ninnisini dinleyen kelebeklerin nazına kadar işler gergefi...
tebrikler...