SARHOŞ DRAMAŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Adının geçtiği cümleleri bulayıp kanıma, kestim son cümlenle dilimi. Kanadıkça daha bir sarhoş oluyordum, ayılmam için başımdan aşağı döktüğün zaman şarabıyla.... Baygın ayılıyordum , ayık bayılıyordum biletimi uçuran rüzgârda. Üstü açık duraklarda havalanıp raylara çakılıyordum üstü kapalı. -gömülmek ne hoş geçtiğin toprağa. Sen bastıkça ben filizleniyordum, yalnızlığın dibine izinle vurdukça. Ama daha bir eskimiş sanki görmeyeli tenin, yüzündeki çizgilerde kaç yolcuyu besledin ? Kaçına yurt oldu diyârın, kaçına uğrak oldu hanın ? Bakma sen bana , yazmasına yazarım da dramatik bir son sıkışmış daktiloma. Ne yana çeksem kan sızdırıyor sağa sola. İnkılâp beklerken hey Allah’ım, nerden çıktı bu senaryoda yine drama? Ve susma vakti , dağılma vakti yine zamana. Sarhoşluk vakti yine zamandan arta kalanlarla. Evet, fazlasıyla ağırdı başım . Ama çok mu çok savaştım. Fikir ve kalp arası binlerce kez bölünüp yerlerde, seni ayakta alkışladım. Kalkanımın altında sana şiirler bıraktım. Satır satır kanayıp kendimi sana şehit adadım. En pastoralinde bile anlattığım tabiat değildi , ey cennetten sureti yansıyanım. Tut ki saçlarındı rüzgâr, tutamadım. içime dokunan nehrin kollarıydı avuçların, dokunamadım. Hayatıma rızkını getiren, rüyalarımı saran bir ormandın , yine de sarılamadım. Yeşil ve mavinin kesiştiği doğamdın o şiirde, hep hasret kaldım. Hep sende kaldım... Neden hep güze sarıldım? Gülşen Mavi |
şairim bir insan hep te ilkbaharı bulamazki
bulsada her zaman sahip çıkamazki
güz lerde insanın gel dediklerinden ya
güz güllerini görüpte aşık ayrılamazki
hem GÜZEL kelimesinde bile güz varya, ilginç değilmi