TANRININ UNUTULMUŞ ÇOCUKLARIonlar ağlak kaldırımların bekcisiydi anaları toprak olmuştu soğuk kaldırımlar yatakları yorganıydı gecenin zifiri ayazı sığınaktı bir şişe tiner onlar sadece göz ucumuza ilişen ama hep görmek istemediklerimiz kimine göre iblisin dölüydüler cehennemin sessiz çığlıkları hiç bakanları olmamıştı gözlerine saçlarını okşanyan varmıydı onu da çoktan unutmuşlardı doğudan kaçıp gelmişti belki de kapı komşumuzdu bilemezdik ki hiç bakmadık ki kirli yüzlerine her şeye rağmen parlayan gözlerine bakamazdık çünkü onlar kirliydi zihnimiz bunu söylüyordu taşlaşmış yüreklerimiz karşı koymuyordu sadece hayatın parçaladığı kıyafetleri güzellikleri saklayan kiri pası görüyorduk su görmemiş ellerine vicdanı rahatlatmak için verilen üç kuruş yastıkla barıştırırmı başımızı onlar gecenin ayazında titrerken bir kartonu yatak ederken nasıl rahat uyuyor insanlık isimlerini hiç sormadık kendimizce biliyorduk onlar sokak çocuklarıydı bir ateşin etrafında ısınmaya çalışan yanlarından geçerken başımızı çevirmeye korktuğumuz düşünmeden yüzlerine bakmaktan iğrendiğimiz masum çocuklardı onlar hızlı adımlar ile terk ettiklerimiz bir gülümsemeyi çok gördüğümüz ağlak kaldırımların bekçileri kibirli bakışların ardındaki onurlu bakışlardı onlar biz unuturken insanlığımızı tanrıda unutmuştu onları tek dostları sokaklar,kaldırımlar otururken bir kaldırım taşında unutmak insanlığa bir ceza tanrılara ödül ise bağışlanmayacak bir şey yap insanlığım tükür suratına kendini kaybeden insanlığın ... |