Ardıma bakmadan yürüdüm,
Ruhumu sende bırakarak.
Biliyorum, şayet baksaydım
Gidemezdim.
Yaşlı gözlerini, mahzun yüzünü
Zihnime kazıyarak gittim
Sen "gitme" demektesin,
Bense kalmak istemekteyim
Ne çare mecburi bu gidişim.
Yüzbinlere uyarak yürüdüm.
Yüzlerle aynı adımda yürümek üzere.
Sen bıraktığım yerde nöbettesin
Bense gittiğim yerde.
Sen beni beklemektesin
Ben, vatanı.

Giderken ardımsıra çalan davullar
Şİmdi trampet ritminde
Son busen, hala duruyor yüzümde,
Nemli ve sevgi dolu
Son olarak sardığın vücudumu,
Şimdi silahımın kayışı sarmalamakta.

Doğan her gün bir çentik,
Burda yirmidört, bir ediyormuş;
Öğrendim.
Her batan güneş ayrı keder
Gözlerim ufukta, ruhum yanında
Kör bir kurşunun göz hapsindeyim.
Koyu kara gecenin,
Böğründe saplı kara gözlerin.
Hangi yöne baksam orada.

Hep seninleyim düşlerimde
Kalk borusunun insafında
"Gel" diyorsun bir tanem, lakin;
Emrin vuslatı kestiği yerdeyim,
Şafak hala karanlık, dönemem.