İsyan Etme
Güneş unutmuşsa,
Nereden doğup, batacağını, Ömrüm tutsak kalmışsa, Ruhum ecelin eline, geçmişse, Rüzgâr, bir başka esiyorsa, Bugün yüreğim, son kez çapıyorsa, İşte! Bu akşam ölmüşümdür. Donup kalmışsa, nasırlı dudaklar. Ağlamaktan kanlı gözleriyle, Son kez gözlerime bakıp, Açık kalan gözlerimi kapatıyorsa, en sevdiğim, Bilin ki! Ben bu kez, ruhumla ölmüşüm. Tabutuma çiviler çakılmışsa, Evimden ölümümün acı çığlıkları duyulmuşsa, Canım sevdiğim, öldüğüm için ağlıyorsan, Beni unutmadan hatırlarsan, Bil ki ruhum, hep seninle olacak. Tabutumu omuzlarda mezara götürüyorlarsa, Dostların elinde, kazma kürek, Ben sonsuza kadar, kapatmışsam gözlerimi, Bu kez yalnız yolculuğa gidiyorsam, Ölmüşüm işte, benim canımdan çok sevdiğim. Öldüğüm zaman, hala gurbetteysem, Memleketime geri, gidememişsem, Bir avuç memleketimin toprağından, Alıp gel mezarımın üzerine at! Çünkü yalan dünyadan, Ayrıldığım için, memleketime gidemem. Gerçek dünyada da Memleketimi özlemeyeyim. İsyan etme! Her canlı, zamanı gelince ölecek. Bir (Fatiha) oku yeter… Bilgehan Emirşanoğlu |