POMPEİ'NİN KÜLLERİ-CAN KIRIKLARITaraçalarında gezindim Babil’in asma bahçelerinin Bir salkım üzümün kekremsi tadındaydı hayat Adımlarım uzanırken Roma’ya Gladyatörler karşıladı arena kapılarında Yalın kılıç kesilmiş gözlerinde Vahşi bir hayvanın yaşamla mücadelesi Ayakta kalabilmek Var olabilmek arzusu alaz alaz Kuzeyden esen bir rüzgârın peşinde Sahra çölünün kum tepelerinde Yana yakıla arandım sevdayı Yuna yıkıla dolandım kainatı, geçmişin dar dehlizlerinde... Bir fiskeyle düştüm yaralı yüzlerin arasına Açtılar, terkedilmiş, horlanmış Bir yudum sevgiye muhtaç, cüzzamlılar... Terkedilmiş kaderlerinde yoksuldular. Zil, şal, gül ve kastelyent Kırmızı şarap kadar kızıl dudaklarda zafer naraları Kadeh kırdım şerefine gece yarısı Bir gitarın çılgın nağmeleriyle Endülüs gecelerinde kahreden yalnızlığa Yalınayaktım Pompei yıkıntılarında Eteklerimde küller, tabanlarımda çağ yangınları Şurada iki sevgilinin sarmaş dolaş kemikleri Utandım insanlığın pejmürde halinden Sırtıma vurup da tüm geçmişi Bakışlarıma kilitledim can kırıklarını Asimaral... 25.09.2007 |