elimin yağlı ekmek tutan zamanları
uzun sancılı yalnızlıklarım oldu benim yokluluğunun ertesi olan her allahın gününde.
bekleyişlerimi alıp şehrine geldiğimde, yüzyıllarca sıvaları dökük bi evde oturdum evinin karşısındaki sokakta. her gün pencereden izlediğim saclarının dalgasında yititrirdim tüm saatleri. zaman sana hapsolmuştu sanki. günler haftalar yağmurun eskittiği penceremin önünde akıp geçti. ve hiç bir "zaman" parçası beni sana fark ettirmedi. ufak bir üniversite öğrencisiydim elimdeki bira şişesiyle. bazen gece yarılarında yitirirdim aklımı. elimdeki şişe biterdi unuturdum vakti. kolumdaki kahverengi saatin tıklamasına takılırdı kulaklarım da o zifir sessizlikte öyle farkederdim geceyi. bilmedim hiç ben lise aşklarımı. hepsini sildim, yüzünden bir parça gördüğümde saklandığım yerden. ölesiye sarhoştum göründüğün her an’a.. sarhoşluktan başımı duvarlara çarpıp morluklarla kucak kucağa uyandığım zinalarım oldu benim. günahkardım "illaki de sen!" dediğim gençlik yıllarımda. daha çok çocuktum ben evinin karsısındakı o dökük binada oturduğm zamanlarda. senden başka herkese kör bir engelliydim ben hatta. senden baska her sey engeldi sankı bana. başlayıp başlayıp yarım bıraktığım öykülerim vardı benm maymun iştahlılığımda. oysa senin adın lisedeki o kararmıs sıraların üzerinde boy boy, harf harf yükselmekteydi herkesin gözünü çıkarırcasına. kıravatımın ucuna tutuşturmuştum isminin ilk harfini lacivert bi tükenmez kalemle. gizli gizli defterlerimin kenarlarına çiziktirdiğim harflerinle doluydu her konunun başlık kenarları. biten her filmin sonunda çıkan yazılarda satır satır ismini arar olmuştum. hiç bulamazsam bir yerde takvim yapraklarını karıştırırken yakalardı annem beni. işte o an en masum yalanım olurdun. yalan söyleyen masum çocuk yüzüydüm takvimin karşısında arsızca duran. ömrümün, sadece ismin bile ömrümün bir mevsimine takabil ederken uğraşmaz olmuştum geriye kalan hiç bir zaman dilimiyle. gençliğim ilk ömrüm. senden gitmeyi beremeyeceğimi o ellerimin yağlı ekmek tutan zamanlarında bile bilirdim . düzenleme; 1.ekim.11 |