seni kadehinden terkediyordum
seni cok sevdiğim zamanlarda uzanıp deli gibi, ölü gibi yattığım kenarlı aynaların yansımasıydı yüzümde dolaşan parıltılar.
ışığın en parlak halinde vücuda geliyordu gözlerin insanın gözlerini bakmaktan harap bırakan. gidişinde yollar dile geliyordu, kaldırım taşları çığlık çığlığa kalıyordu bir öğle vakti dimdik gelen güneşin altında . suskunlukların; bitmemiş bi senfoni misali her teneffüs saatlerinde nota nota parçalanıyordu kulaklarımda. bazen ismini unutyordum, bazen sende bıraktığım yanımı, bazense yüzündeki burgulu kimsesizliği. ayaklarımın altına sıkışıp kalan bir kağıt parçacığı gibi kıvranıyordu fırlatıp attığın ihtimallerim . kötü bir kadın olmanın ağırlığını taşıyordu tuttuğun kadehlerin tümü. bense o kadehlerden damla damla akıp gidiyordum baska bambaşka sarhos gecelere. yeni bir gecede uyanmak üzere seni en ihtimal vermediğin yerinden terkediyordum ; kadehinden.. 26 .ekim . 11 |
yüreğinize sağlık..