6
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1595
Okunma

vurulmşsuz ara açık
gün kızıl güller gibi kokmanın günü
iyilik şaha garba döndürmek yüzünü değil
gerçek şehvetle insana iman etmektir
ruhunu duaya satan
yüz kızartıp isteyen insana
diz çökmektir
gecenin çatısı gibidir kadın
sevmekle mükellef
vermekten mağdur
isterken orospu
akşamın postu gibi serilir kadın
duayla karışık secdeye varılan
sabah anam avradım! düşman
yüzünü evrene döndümektir sevda
ve köleliğe karşı durmaktır
kadın
gecenin kubbesi kadardır kadın
Hüzün vazosu ey büyük suskunluk
Ve benden kaçmakta olduğununa göre, sende
Ve görünüyorsun öylece süsü siyahın
ironi biriktirmek mekanları
ellerimden sıyrılan sonsuz mavilikleri
şakaklarıma dokundu anıları kızlarımın
saldırır ekmeğe tutunup bir yılana
bir et ardından koşan solucan sürücü gibi,
beslemek amansız ve acımasız canavarları
soğuk bir cansızlığa kadar arifesi
ve sonra bayram yeri sonrası
ki hayat, kemirmek zorunda Hayatı
unutmadım şehre yakın
bir beyaz saray, küçük ama sessiz evi;
eski sıvalı Pomona ve yaşsız Venüs eşrafı
Bir koruda saklayarak zayıf çıplak uzuvlarını
Ve akışan ve güzel bir akşam güneşinde
camların ardında kırılan demetleri
kocaman gökyüzünde göründü, büyük aç’ık gözleri
Uzun akşam yemeklerini sessiz seyretmekte
yoğun mum yansımalarıyla yayılıyor etrafa
Masa örtüsündeki tutumlu şayak perdeler
ve ona eşlik eden nice semavi varlıklar
aslan görse o kadar korkmaz :
Domuz ruhumda tüm görkemiyle ödünçte;
Alaycı insan görünümden gizli
insanlığı sadece su’skun nasırlarında
Ayakkabıları için sattı ruhunu
ve rezil bir Tanrı gülmekteyse açlığına
kesiyorum maymunların göge yüksekliğini
Düşüncelerini satarak yazan ben
nasıl bir kazançta
günahı çok büyük, peruk takıyor artık
beyaz boynundan kaçan tüm sıyah saçları;
aşık öpüşleri durduramayan
Alnına doğru yağıyor hüzzam kürdili şaheser
dokunuyor kısarak gözlerini, bir garip bakışa sevda yanları
bir meleğin uzun kirpiklerinin karanlık gölgeleri
lanetli bütün bakışlarımız gibi
kuşatılmış çifte kale
yanlızca otuz yaşlarında alçak sesli
su kabakları gibi her iki yanında asılı
halbuki her gece vücuduna sürükleyerek beni
Ve yeniden ısıtıyor ıslak günlerimi
Ve oysa bir kuruşsuz dahi
Etine dokunmak için ve yağlamak için omuzlarını
öpüyorum sessiz bir heyecanla
Kurtarıcım, katilim ayakları ateşteki kadın
Zavallı yaratıcılık, nefessiz yorgunluk
bir yerde yorulmuş sanki tanrılık
bereketli gögüsleri soluk soluğa boğuk
Ve nefesinden tahmin ediyorum vahşeti
ısırdığı hastane ekmeklerini
zalim bir gecede iri gözleri endişeli
bir sokağın ucunda iki gözleri düşünce
her gelene kalbini açtığı için
korkuyor ışıktan ve hayaletlere inanmada
mum ışığında okunan kitaplar gibidir kadın
eski bir bilim, gündüz ve geceye ayan
ne açlıktan nede işkenceden korkar
onun eski sevgililerinin cesetlerinden korktuğu kadar insan
Tuhaf bir şekilde giyinmiş olarak karşılaşırsanız onunla
Bir sokağın kayıp köşesinde sinsi
Ve baş aşağı bir güvercin gibi kanlı gözleri
derelerde sürüklenir kayıp ayakkabıları
kızmayın yüzüne
Bu kötü boyalı kadın karşısında dahi
bir kıtlık tanrıçası bir kış akşamı,
yükseltmek zorunda eteklerini havaya
uçmak için
Bu bohem-bu benim servetim
gümüşüm, mücevherim, kraliçem, düşesim
muzaffer kucağında sallayan beni
Ve ısındı yüreğim avuçlarında
Büyüdüm gölgesinde ellerinin
5.0
100% (2)