Seni tarif etmekHangi zamana sığınıyor saçlarının rengi Hangi mevsimin kokusuna büründün Bir nazi Almanya’sı Bir çocuk ağlaması Bir Vietnam tadı Şu bakışların hangi çağın eseri? Masumluğunu yeni mi takındın Eskiden daha neşeliydi gülüşlerin Ağlamaklısın Hangi fırtınalarda kaç bin kişilik felaketsin Nedir bu suçlu tavırların Nedir bu korkuların? Boynu büküklüğün ve sesinin ürkekliği Titreyen ruhunun çekingenliği Bir ortaçağ sessizliği Anadolu bozkırlarının sarı başakları Rüzgarların savurduğu kara toprak. Kurt ulumasından cesaret alan Türk Bir kavağa yaslanıp öksüren ihtiyar! Sen misin Senin mi bu yük? Ellerinin beyazlığı Ve alev kızılı dudakların Aristokrasinin solmayan çiçeği misin Binlerce yıla damganı vurmuşsun Kendinden başka derdin yok mu Hem suçlu Hem masumsun. İstibdat sarmışsın konuşmuyor kuşlar bile Söyleyemiyorum sözlerimi yüzüne Abdülhamit misin? Zulmün kendine Ecirin kendine Kölen olmuşum sevdana Bırakıp gitsem hangi yana Salmıyor kader iplerini dolamış boynuma Bakışlarından korkar susarım Acılarına katlanamaz ağlarım Yardıma muhtaçsın Uğruna hebayım al beni Sana gelmişim sar beni |