ÖperdikKayığına eş bir karanlık görüyorum Nerde dinginleşti serin sular Ve mevsim rüzgarları ne zaman uzakta estiler Bizi götüren dev dalgalardı Nasıl küçüldü boyutları Son iklim nasıl da değişti Hepsi karasallığa uğradı Boyardık kenti her renge Ama hiçbiri sonbahar vurgunu kadar yakışmadı tenine Sevmezdik Eylül ü Bu yüzden Ekim de başlatırdık gazel yağmurunu Öperdik, Hiç durmadan kahverenginin üzerine düşen çiğ tanelerini Ellerimiz onlar kadar temizdi sanki İncitmezdi tuttuğumuz kırılgan dalları Şimdi yağsa beyaz yüzlü kar örter mi kırılan yanlarımızı Alıştık ve kaybettik Yaşlandık Yüzümüz kırıştı Titreyen yapraklar değil Dalları tutan ellerimiz Renkleri değiştirmeye bile güçleri kalmadı Çiğ tanelerini görmüyorum artık hiç rastlanmadı Teninin rengini düşlüyorum Neye boyadı acaba seni göklerin kızgın hali Kızıl mı dersin Bir o yakışırdı zaten bozguna uğramış sonbahara Bir de tutup zorla oluşturduğumuz Sarıya yakın kahve renkleriydi galiba |
sevğilerle mutlu kal