“”SEN””
“”SEN””
Evet, bir sudan ten Bir kahvenin tadından Sırrından çizilen Bir telvenin Fincan altı tılsımdan… Kırk sonsuz yıl hatırdan gelen… Uzak sanrılardan sızan SEN… ………… Biraz asude Biraz kırılgan O Aslı’msı durulman Evet bir nurdan ten Kum taneleri kadar sınırsız Bir sazlığın karanlığından akan Aranan Bulunan Sunulan SEN… ………. Ve köprücük kemiğine dayanan can Nelere üzülür Hangi boşlukta vurulur Hangi eksene süzülür Ne çıkar yıldızların hızından Gecenin sinesinde yatan Bir böcek kadar münzevi Münzevi dervişler gibi susan SEN… ……….. Usul usul yaklaşan Asır asır saklanan Bırak ay’dan iltifatı Koy ver gitsin asuman Hem yazık kıpkızıl gülşene Eteklerinden dökülen güneşe Her biri yerde zelil Her biri bir asi doğuran Müşriklerde bilir resmini Ölü gözlerle konuşan SEN… ……. Salıver perçemini Sayısı yok uğrunda asılan Kıvrımı an be an taşlaşan Yılanlar yıllar oldu pusuda Bir Bekir topuğudur aranan Bir Hira huzmesidir taşan Nesimler gamzene medyun Periler ilhamına aç Ellerin ferah türkuaz Renklerin ötesinden gelen SEN… ………….. Zaman usumdan uçarken Yürek susmaya mahkûm Şimdi bir gedayım ben Gözlerim de günah Dilim de kum Tek duam SEN…. İs’Mhy |