REZVE' NİN GÜNEYİN DE..................................... “kırklara selam” marmara açıklarında şarap renkli toprak da bir bal/kan kenti var ki zengin zengin olduğu kadar da güzel ama su içinde yapayalnız…. yalnızlığının suçlusu kırk kişi işte suyunu bulandıranların günahı boyunlarına burası hâlâ ‘saranta’ - ‘lozengrat’ - ‘kırkkilise’ imiş ‘kırkların şehri’ ‘kırklareli’ denemez miş…. şehrin dolayında bir karadam içinde et çiğneyen bir adam eğer öyle istiyorsan bu öyküyü bir diğeriyle taçlandıracağım yakıştığı gibi ve bilgece onu ruhuna yerleştir seni de karanlıktan kurtaracağım….. ‘okeanos’un uzun topuklu kızları dağılmış ıstranca içinde dört bir yana ‘vahit’in ‘minos’ dediği gelenekte baharın gelişini güneşte kutlarken geçmişi karamanlılar diye sorgular dururlar ‘ergene’ toprağında kendi özlerini bulurlar…. tanrıların habercisi ‘iris’ gökle yeri birbirine bağlarken gül parmaklı şafak sisten beşiği içinden görünür ‘mahya’ yine çığlık çığlığa gök kuşağı rengine bürünür… dışarılıktan gelen uçuşur hep neşe içinde insanlığa karşı tatlılık dolu yürekle her kişiye nasip mi sanki her biri ‘hades’ içinde aşırılığın büyümesine izin vermez…. sessiz bal/kan diyarında engerek yılanı saçlarıyla geçimsiz ve çılgın koskoca bir çınar bir sürü canavarı nasıl içinde barındırıyor daha uzakta çalkantılı yüz bir anı taşıyan saklayan çamurlu tabyaları görünüyor…. durduramazsın ölümün güzelliğini uçsuz bucaksız ‘ıstranca’dan altın dalı alırken ‘silvanus’ elini uzatır birden daha sonra yedi rengin içinde gamlı bir yürek kızıl rengiyle el sallar gurubun içinden… olsun konağımız buğday sapı bataklık sazıyla örtülü ev ve içinde güneş doğanın ikramı kendi dolan kendi boşalan testi içinde şarap kutsal meleğin kucağında ömürle bezenmiş yer gök benim gözümle kırklara bir bak cennetin bura mı ki Ya Hak…. 19 Nisan 2011 mustafa ermiş kırklareli |