MERMER KAPIf e l e ğ i hor gören eski kafam nerede nerede ‘mermer kapı’nın ardındaki her zoru alt eden o deli yürek... ö z e l r u h u m ölmezlik kaygıları güderken bir var oluşun alev / alev yanan kor ateşi nerede... ş i m d i b i l e hava karardı mı / denizin ötesinde hasta kalbim yerinden çıkar o yana gider hâlâ kara bulutlar ayağımın dibinde sen yüreğimde sen başımın üstündesin... s e v d a n ağıtça kül ve yeli andırır içimde çilelerin ’kızılca halvet’ koparır ya sen değiştin ya bana olanlar oldu nerede gözlerimle su taşıdığım sevgili nerede... g i t yalnızlık git yanımdan. nerede o başına nergis çiçekleri ellerine elma çiçekleri yakışan nerede arkasında böyle gözü yaşlı bırakan... s a n k i mevsimlerin ömrü tükendi kalmadı gönlümde gençlik ateşinden bir eser kıdem ağır bastı ölümleri uzanıp öpmek içimden geçer... n i y e b e n i onulmaz bin bir derde saldın bilerek durdu artık kendimin muhtarı olsam diyen yürek. nihayet beni de kurban alan güzel buyurdu ’geri dön emri’ ile sordu bir melek hazır mısın ’ermiş’ diyerek… Musta ERMİŞ ’Gül düşün Gül söyle’ 14 ekim 2006 |
s e v d a n
ağıtça kül ve yeli andırır
içimde çilelerin
’kızılca halvet’ koparır
ya sen değiştin
ya bana olanlar oldu
nerede
gözlerimle su taşıdığım sevgili ( sevgiliye gözleriyle su taşımak) ne güzel bir ifade
nerede...
n i y e b e n i
onulmaz bin bir derde saldın bilerek
durdu artık
kendimin muhtarı olsam diyen yürek.
nihayet
beni de kurban alan güzel buyurdu
’geri dön emri’ ile
sordu bir melek
hazır mısın ’ermiş’ diyerek… ............. ve final çok hoşuma gitti