)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-268-)(-)(-)(
--------------------------------------------------------------------------------
**************** Söndüremez **************** Sevmeli cananı canı gönülden Yanmaktır karımız sel söndüremez Aşka kul olalı derun u dilden Yanıyor ciğerim el söndüremez Ben de bu dert ile sararsam solsam Sevda çöllerinde yorulsam kalsam Yarin bahçesinde bir bülbül olsam Yine feryadımı gül söndüremez Aşkı çekmeyenler pek kolay sanır Cevlani’nin kalbi durmayıp kanar Sönmez bir ateş var yüreğim yanar Ceyhun Murat Fırat Nil söndüremez ********************** Aşık Dursun Cevlani ********************** 1900-1975. Sarıkamış’ın Oluklu köyünde doğdu. Asıl adı Dursun Kılıç’tır. İlk medrese eğitimini köyünde aldı. Küçük yaşlarda Aşık Yusuf’tan gelenekleri ve bağlama çalmayı öğrendi. Daha sonra Aşık İkram’ın yanında uzun süre çıraklık yaptı. Aşık İkram ölünce, çıraklığını Aşık Bektaş’ın yanında sürdürdü. Cevlani mahlasını ise aile dostu olan Aşık Sümmani verdi. 1. Dünya Savaşı döneminde askere alındı ve savaşta yaralanıp esir düştü. Bir süre sonra köyüne geri döndü ve Kağızman’ın Yıldızağaç köyünde aşık olduğu kızla evlendi. 15 yıl sonra eşi ölen Cevlani, başka biriyle evlendi ve sonraki yıllarda Ankara’ya yerleşti. 1966’da başlayan Konya Aşıklar Bayramını Aşık Müdami ve Aşık Efkari ile birlikte açtı. Yine aynı yıl türkü dalında Aşık Müdami ve Aşık Murat Çobanoğlu ile birlikte birinci oldu. Bir süre Ankara Radyosu Yurttan Sesler bölümünde de çalışan Aşık Dursun Cevlani yaşamının son dönemlerine dek bağlamasını elinden, sözünü dilinden bırakmadı. Köroğlu Destanının 12 kolunu bilen tek aşık olarak kabul edilen Aşık Dursun Cevlani’nin şiirleri/türkülerine ilişkin bir araştırma Fikret Cevlani ve Halil Kaya tarafından »Karslı Halk Ozanı Aşık Dursun Cevlani« (1999) adıyla yayımlandı. Yine aynı yörede yaşamış Kağızmanlı bir Aşık Cevlani (1860- 1922) daha bulunmaktadır. -------------------------------------------------------------------------------- ************************************************************* )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-268-)(-)(-)( Hele bir bilseniz, nasıl yanarım ! Bu yangını Kongo, Nil söndüremez... Pervane olmuşum, semah dönerim, Sevdiğin söyleyen, dil söndüremez... Bu ateş, öyle ki: sineyi yakar, Kalp gözüyle bakanlara aşikar, Söndüremez asla, ne yağmur ne kar, Yani,aziz dostlar kul söndüremez... İçin için yanar,bell’olmaz dıştan, Farklıdır elbette, hayalden,düşten, Arifler anlarlar, gözdeki yaştan, Kokusu, hoş sa da, gül söndüremez... Hâkka sevdalıyız biz dostlar Hâkka, Bu sevda çok ağır tartamaz okka, Rehberimiz Kur’an, kıblemiz Mekke, Hâkka uzanmayan, el söndüremez... Her yanım don tutup, ayaz kesse de, Tipi ile boran ölüm kussa da, Saatte yirmi mil hızla esse de, Ateşim, fırtına, yel söndüremez... Gönlü, bazen efkar, sararmış amma, Müritler, birer iz, sürermiş amma, Her tarik, Rabbimi, ararmış amma, Hedefin bulmayan, yol söndüremez, Eğer kul, Rabbini, hatırlamazsa, Ağaçta bir yaprak, kıpırdamazsa, Mızrap her vuruşta, Allah demezse, Lüzumsuz sazında, tel söndüremez... Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
Ağaçta bir yaprak, kıpırdamazsa,
Mızrap her vuruşta, Allah demezse,
Lüzumsuz sazında, tel söndüremez...
Tebrik ederim Sadık hocam, bayramın mübarek olsun.