Sisli Bir Ankara Akşamı
Karşılaşıyoruz seninle bir caddede,
Bahar kokulu bir Ankara akşamında. Sen geçip gidiyorsun ben mütereddit; Ama fırtınalar kopuyor yüreğimde. Dönüp bakamıyorum bile... Bir ateş dağlıyor her yanımı, Alıp götürüyorsun bir yanımı. Öyle nâçar, öyle yarım kalıyorum. Gökkubbe yıkıldı başıma sanıyorum. Çiğneyip geçtiğin kaldırımlara imreniyorum. Gidiyorsun ardından bakamıyorum. Yüreğimle bir türkü söylüyorum. "Şu karşıki dağda bir top kar idim, Yağmur yağdı güneş vurdu eridim. Evvel yârin sevgilisi ben idim. Şimdi uzaklardan bakan ben oldum." Sonra gözlerin doluyor içime, Bahar kokan Ankara akşamında. Kulaklarımda çınlıyor sesin,bir efsane oluyorsun Ankara’nın baharlarını senli seviyorum. Hatta kara kışını bile, Yalnız beni sevme deme nafile... Bir Akdenizli olsamda, Senin yüzünden bu bozkır kentini seviyorum. Sana adıyorum hülyalarımı, Sen süslüyorsun rüyalarımı. Çiğnediğin kaldırımlarda bir parke oluyorum. Ayak izlerini saklıyorum bağrımda. Nefesini duyuyorum esen rüzgârda. Emek’te gözlerini, Kızılay’da saçlarını soluyorum. Mutad karşılaşmalarımızın her birinde, Sen geçip gidiyorsun bulvar boyunca. Ben dönüp bakamıyorum; Ama daima yalnız seni seviyorum kendi huyumca. Ankara, Sevda Mütarekesi Yılları İbrahim Kilik |