İhanet'e Uğradı Kehanet
İhanet’e uğradı kehanet
İhanet’e, apansız Firaktayken gece gündüzle Gümüş ve sim Bir ay belirdi dolunaysız Sarı renkli sayfalar siyaha çaldı Ne renkler yürüdü dimağa Ne de mavi başlı entari kaldı.. Uzun uzadıya bir geceydi Mürşit miydi mürit miydi Cibril miydi Azrail mi Sonra gün’ü çağırdı düşüne Ve orta yerinden yırtıldı sayfa Her yer yerle yeksan, peşmurde, dağınık İsimsiz kaç hece kaldıysa Anadilinden başka dil bilmeyen kaç çocuk Ezbere geçti yırtılan faydan.. Cisimsiz, şekilsiz gün ortasında ay’dan Vazgeçtiler, ıpıssız, tenha, gözü yaşlı Ne söyledilerse ne dedilerse Hepsi havada asılı durmakta Ya da suya bir olta uzaklığında.. İhanet’e uğradı kehanet Gündelik bir yaşamın kıyısında Acaip, şaşkın, kaç zemheri bilinmez Ne zamandan beridir burada Yıkılıyor, yıkılacak bir zamanda İhanet’e uğradı kehanet Sahipsiz bir anda Sahibiyle beraber görünmez bir handa Görünerek cümle aleme Nasihat ederek değil, söverek Döndü, döndü pervanenin yurdunda.. |