Geceyaprak damarı genişliğinde bir gece ağaç olsan sığmaz bedenim kirpiklerim taşıyor ya da onlar kelimelerim kum ve töz cama dönüşen denizi kadar teninin ellerimin hicreti değil mi saçlarından boynuna inişim sokuluyorsun içine içine laciverdin çırılçıplak bir meyvesin ağzımda sen yıldızlara dokunuyorsun ben bütün kapılarını açıyorum evin gece saat dört buçuk cebimde kıpırdayan bir fotoğrafla yıkanmış bir gül var, odamdayım seni görüyorum aynayı şöyle bir silince yalnızlık mı büyüyor ne küçüldükçe? |