6
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
2802
Okunma

Can YÜCEL
ustaya derin sevgimle...
Sabahın ilk saatlerinin koynunda
İstiklâlin arka sokaklarından birinde
Betonarme yapıların gölgeleri sevişirken
Gri tonlamalarına çıkışarak
Başlayan günün;
Gün yüzüne elveda çekerek!
Bu bir rastlantıdan öte olsa gerek…
Kilit taşlarının buruk ve uğultulu yüzeyinde
Sancıyla uzanmış bilmem kaç yıl…
Gazete kağıtları ile kaplanmış bir boşluk
Manşetleri anlamsız ve tenha bir umursamazlık vadeden
Memleket meselelerine karşı…
Elinde, daha birkaç saat önce
Kimsesizliğine sahip çıkan
Buzbağ şişesinin yokluğu
Koyuver gitsin…
Birkaç saat önceki terlemişlik
Dize dize yazılıp çizilmiş alnında
Ve artık hiçbir şey ve her şey kadar anlamsız uzanmış yatıyor…
Bakışlar üzerinden ıslak soğuk geçerken
Çift çift…
Tek yaftası bu olmalı geceden kalma tutulmuş dilin
İmdadına yetişilemeyen hayallerin
Kırık dişleri
Sıkılmışlıktan
Can gibi…
Çığlıksız bir ölümün dudaklarından titreyerek düşmek
Bu olsa gerek!
Fırtına öncesi sessizlik kırılacak
Sonrasında susacak dünya!