Mevlana Halidi Bağdadi (gs) diyor ki“Mümin, ilk önce benim mütevazi dergahıma tenezzül etsin. Sonra hemen dergahımı terk etsin; sırasıyla; “Nakşibendi”, “Melami”, “Geylani”, “Halveti” ve bilinen her dergaha feyizlenene kadar devam etsin. Sonra, gidecek hiç bir dergah kalmayınca, sünnetin dört mezhebine birden girip, dördünün de mensubu olsun. O zaman anlayacaksınız ki, onların bittiği yerde “İslam” başlamıştır. Siz “İslam”a gelince, işte en başta sizi uğurlamış, fakat en sonda sizi ağırlamış olacağım. Buluşmamız o güne kalmıştır.” Bağdadi, ardında kalanlara , vasiyetinde şöyle sesleniyor: “Ben, Hz Hızır’ın müridi ve öğrencisi olmakla “ebediyim”. Bana sakın “mürşid” denilmesin. Sakın ardımdan “Hazret” lakabı kullanılmasın. Eğer beni “evliya” diye anarsanız, sizlere lanet olsun. “İhtiram” (saygı) ve tapınmak ayrı ayrı şeylerdir. Sakın Resulullah’ı Allah’tan çok sevmeyin. Sakın beni hepsinden çok sevmeyin. Ben olduğum gibi göründüm; göründüğüm gibi oldum ve daima onurumla yaşadım. Benden sonra, sakın beni olduğumdan başka türlü göstermeyin. Ne bana, ne Resulullah’a tapmayın; sadece Allah’a tapın. Çünkü, bütün geçmiş “velilerin” ardından baktığımda, o mübarek zatların çevresinde bir takım dalkavuk ve sahtekar grupların çöreklendiğini gördüm. Bu sahte çevreyi, vefatımın ardından, dergahımdan uzaklaştırın. Unutmayın ki, hiç bir “veli”, yaşadığı sürece, kendisi hakkında evliyalık iddiasında bulunmamıştır. Çünkü, “Veli”, Allah’ın adlarından biri olan “El-Veli” olup, kullarına ait olamaz. Bizler sadece “Veli”nin kulları olabiliriz. Bana bunları ve bu lakapları yakıştırmayın.” |
saygılarım ve dualarımla