İDA'NIN ONURUNA 8Şiirin hikayesini görmek için tıklayın PROMETE’NİN KONUŞMASININ DEVAMIDIR.(*)
"Bayanlar, Baylar. Emin olun ki bu Güne kadar, banada Yabancıydı bu Kartal. Bilmiyordum, anlamamıştım ben de sizin gibi bu Hikayeyi. Şimdi, 8 Gündür düşünüyorum da Mantıkla, şu Sonuca vardım; Herkesin, Kendisi gibi bir Kartalı var! Bu Hikaye de, böyle bir Kartalsız Güzel olamazdı bu kadar." (*) KÖTÜ ZİNCİRLENMİŞ PROMETE . S 25 . ANDRE GİDE . HYPERİON VERLAG . 1919 . BERLİN
Aydınlatmak,
koruyup Korkudan kurtarmak için İnsanı, Ateşi Gökten çalan Promete -Yarı Tanrı olduğuda söylenir, ben inanmam- cezalandırılır 2 bin Yıl boyu Baş Tanrı Babası Zeus Tarafından; -Böyle söyler Mitoloji, anlasın diye İnsan- El ve Ayaklarında Pranga, sürülür Kafkas Dağlarına. Her gün gelir Gagası sivri-mi-sivri, Gözü keskin-mi-keskin bir kara Kartal, Karın yarar, deşer-yer Promete’nin Kara Ciğerini, Akşam yer, Gündüz iyileşir Ciğer! "- Aydınmı İnsan şimdi, Kardeşçe kaynaştı-barıştı mı bu Ateşin Işığında? Onu bilmem ben ama, Ateşi çalan, Hayatını İnsanlığa adayan Promete bir-kere-daha cezalandırılır İnsanlar tarafından. Yıllar geçer, Gün-be-Gün değişir Dünya, Homer’in İlyada Destanında "Binbir Pınarlı Cennet Dağ" diye anılan -Bu Günki Kaz Dağları- İda’nın en yüksek Tepesi Gargara’da dayanmış Bastonuna bir ak Sakallı İhtiyar; "- Haksızmıydı Ceza? Zeus’un Gücü yittikçe bitmişmiydi Etkisi-Süresi yoksa?" diye hem yürür-hem düşünür. Aydınlatmak, Kardeşçe Barış içinde kaynaştırmak için İnsanı, Gökten Ateşi çalan, İnsanlığa adayan Promete, Karın deşen, Ciğer yiyen Kartalıyla çıkar-gelir birgün Gargara’ya; "- Ateş?" diye sorar. "- Barutu-Dinamiti buldu Bilgeler, Silah yaptılar, senin yüzünden öldü yüzbinler!" der İhtiyar. "- Aydınlatan Işiğı?" "- Parçalayıp ondan da Atom yaptılar, Hiroşima’ya, Nagasaki’ye attılar, senin Yüzünden öldü Milyonlar!" "- Ya Isısı? Hani koruyup-kaynaştıracaktı İnsanı?" "- Suyu ısıtıp Buhar, Buharı Piston içine koydular. Bu Kuvvet ile ittiler Makinaları artık. Zengin oldu olanlar ve senin yüzünden aç-sefil-işsiz kaldı İnsanlık!" "- Peki Bilim-Us, İnsanlığın Onuru?" "- Ha o mu? Petrol bulundu, oda unutuldu.Yaktılar kara Yağı Çelik Silindir içinde. Döndürdüler Pervaneyi-Tekeri, ulaştılar Sömürgelere. Ezdiler-sömürdüler... senin yüzünden Kul-Köle oldu İnsanlık!" "- İlim, Medeniyet-Teknik?" "- İlkin Uçak yapıp Göğü Fethettik. Sonra Füze, Labor, Satalit!. Kontrol ediyor İnsanı, şimdi Uzaydan İnsan!" Promete hiç-bir-şey anlamadı, Karın deşen, Ciğer Yiyen Kartal ise dayanamadı; "- Ya baş Tanrı Zeus? Tanrılar?" "- Ona inanır senin gibi Kuş Kafalılar!" Hiddetle uçtu Kartal, Kuvvetli Pençeleriyle İhtiyarın Omuzuna kondu ve kızarak tekrar sordu; "- Ya Tanrılar?" Korktu, sarardı İhtiyar. "- İsmi çeşit-çeşittir ama, Tek’tir. Mitolojik Tanrı değil, "Yaratan" dır onlar. Her Dinde de bir Temsilcisi var." "- Peki, nerede otururlar?" "- Biri Petrol Zengini Saud-i Arap Kırallığında, diğeri Roma’da Vatikan, Kudüs’te İsrail Oğulları, Wall-Strett ise Amerika’da, birde Çin’de Tibet var. Gagası sivri, Gözü keskin-yuvar, Çelik Pençeli Kara Kartal da birşey anlamadı bundan, tekrarladı İhtiyar; "- Promete! Ne Cezan yaradı sana, nede Çaldığın Ateş İnsanlığa! Kamaştırdı Gözlerini bu Işık, senin yüzünden Kör oldu İnasnlık!" Sonrası mı? O Gün, bu Gündür Promete, karıştı İnsanlar arasına, İnsan oldu, başka bir Ateş buldu. Adını "Byt" koydu.(*) İnsanlığı aydınlatmaya. Ya, Karın deşen, Ciğer Yiyen, sivri Gagalı, parlak Tüylü Çelik Pençeli Kara Kartal?; "- Karnını yardılar, tıka-basa içine Pamuk doldurdular, Kokmasın diye de Sirke ile tuzlayıp-Balmumulayıp-Mumyaladılar ve Yoldaşları ile aynı Müzeye koydular. (*) Byt; (=Bayt okunur). Bilgisayar denen Ateşli Kutu’nun en küçük Birimidir. |