Ömürlük Sızı...
Ömürlük Sızı…
Zaman boynu bükük bir yetim gibi, melâli İşlemiyor gönlüme ne akrep ne yelkovan, Çoktan düştü boynumdan unutmanın vebali Kahır kahır çekiyor, nisyânda kaldı nisyân… Hasret hangi bahçenin zakkumudur, kan kokar. Acı niye acıyı bicân kılıyor bende, Unuttum demek bile neden böyle can yakar. Bu nasıl bir ülfettir ruh esir kalır tende, Dil’in sözsüz yandığı bir lügâttir geceler. Özlemek ömre düşen utangaç bir yaradır. Aklın her zerresine sabır yazan heceler. Vuslat nakşetse bile her noktası karadır. Tükenen umudumdur aldığım her bir nefes, Geceleri tutuşur aynalarda sırlarım. İçimdeki çocuğu avutmuyor hiçbir ses, Bana yâr’dan yadigâr bahçıvan nasırlarım… Kalbimdeki toprağa hoyrat eller dokunur. Kırarlar gülzarımda yeşeren filizleri. Bir sabah sâlasında benim adım okunur. Hasretle doldururlar kuruyan dehlizleri… Yusuf Mescioğlu Onbeşekimikibinonbir. |
hikmet hakikat incileeriyle tezyin edilmiş kabiliyet motifleriyle işlenmiş
uzun bir ayrılıktan sonra sizlerin mısralarınızla buluşmak hem hal olmak ne güzel
tebrikler teşekkürler selamlar