yalnızlığın alacakaranlığıilk savaş --habil ile kabil’in savaşıydı-- gün; günler yağmurda ıslandı toprakta canlandı yeşile değdi, hazana erdi günlerde; göz göze geldi, diz dize değdi.. nefsime gülen yüzdü şehvet ile muhabbet düşürdü yere, yer yarıldı beden sarıldı.. gün; gün sabırlı, doğdu hep yeniye yenilenmeyi isteyene, eskiyi silene hicrana sarılmış bir başlangıçta fırsat sundu aklımın kabil’iyetine! sen değildin beni benden alan; çizgiler, renkler, şekiller.. bendim kendimi sana veren aklımdaki düşüşler.. yüceliğin gücümdendir, gücüm sevgimden gücenmem ise bilmediğindendir.. usanmak, ağlamak, yılmak ve uzak durmak hayata, en kederlisi olmak insanın, olamayacakların ardına takılıp olacakları unutmak yalnızca yalnız kalmak ve sonunda karanlık bir ruhun, cinnet anında düşünmek ölümü.. ölmek hayata, sürünen bakışlarda küsmek insana yalnızlığın alacakaranlığında. Karanlıkda duran, susan, kaybolan....... |
kutluyorum kaleminizi.