Eski bir eksiğim
Eski bir eksiğim,
Hep özleyerek yaşarım. Yakın bir kalabalıkta saklanır Uzaklara bakar dalarım, Yaşam kalabalık bir gürültü, Sesler gelir geçer kelebeğin kanatlarından Anlarım ki yine bahar; Yine yeniden o tad... Sukut içinde dinler, bir rüyaya dalarım.. Tanıdık tüm mevsimler, ezberden geçiyor günler.. Bahara gül derlemiş kanlı eller, gül diyarından.. Sıcak nefesler soluksuz susmuş, kabarmış toprak... Kimsesiz kalmış beden; soğuk, karanlık ve çığlık.. Beden sıkışıp kalmış mekanda Sığmaz ruhum hiçbir kalıba Alemler arası seyir halindedir umut... Aklım, akıl almaz bir uzaklığa düş kurar Gelir yapışır kelebeğin kanatları kollarıma Ya gemi seferinden döner ya da ben binerim sandala Bir tebessüm doğar yüzüme, sevinç gözümde parlar. Dünle yarın arasında koşarken soluk soluğa, Son mecalimde en uzak düşüm can bulur, Çekerim kürekleri, kaybolurum puslu bir karanlıkta… ya sokul sessize, yada düş yakamdan, düş! gözlerimde bir avuç toprak.... kışın soğuk günleri henüz nefesimde Farkında olmadan ve ardına bakmadan yürü kurusun toprak, çürüsün kemik, büyüsün üstümde yeşil Karanlıkta kalsın ölü; hayat yeniye yürüsün mecrasından hayata can katılsın canlansın umut yan yana ve can cana; uzunca bir hayat.. can, canan olsun; canan’a Can Dost olsun Olsun.... Bilgin Subaşı Yine An/kara Birkez daha Ocak Ancak bu defa 2014 |