Nûrû Ferâgatve gündüzün şakağına düşer gece ! ortalık dizboyu karanlık . . . kayıp bir gürültünün sokak kavgasıdır sessizliği döven havada uçuşan inlemeler k/alayını sayarken her darbenin önüne çekilir etten bir kemer soğuk bir sabahın ayazı sırtımda büyütür kendini göğsüm üşür tırnaklarım yüzümü tırmalar bir yabancı gibi penceresi açık gözlerimin hayat bağı seyrektir artık gıyâbın dökülmüş sırlarını toplar umut tırpanı sen bensiz nefes aldıkça eksikliğimi asacağım çarmıha zamana yaydıkça kahkahalarını ağıtlarımı dokuyacağım boğazımda dikenli dumanlarda yakacağım kül ateşi bakışlarını altında yitik kabirler yine yastığına bıraktım batmayan güneşi kirpiklerine yakıştıramadığım hıçkırıkların tümünü topladım arta kalan her şey benim emektarlığımdan ferâgat ettim kahrımın yumruklarını kanatıncaya kadar ısırdığım gündü acıya dâvet ! biliyor musun ? bütün kaçışlarım sana yakalanmak adınaydı aslında üryâni kalışımın nâfile ibadetindeyim şimdi kısık ateşte demlenmeye bıraktım içimdeki sana ait her şeyi ! 03/10/2011 17;46 eMİNE |
...
iki elim bir duam var
duama amin diyecek dostlarım var...
gecenin bir vaktinde üşüyen göğüslere
girecek güneşim var...
sen üfle şiire her dem nefes...
~BİZce~