7
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1690
Okunma
“Gıcırdayan bir kapının ardında
ne kadar çok anım olduğunu o kapıyı açtığımda anladım”
Araladım doğup büyüdüğüm mahallede
Arkadaşlarımla oyunlar oynadığım
menteşesi pas tutmuş
Ayşa ananın gecekondusunun tahta kapısını...
Hemen girmedim
Şöyle bir baktım bakımsız bahçesine doğru.
Arkadaşlarla daldığımız dut ağacı,
Çağla ve vişne ağacı kurumuş
Boynunu bükerek bana doğru bakıyor,
Terkedilmiş yıkılmaya yüz tutmuş ev
Yüzünü dökmüş sanki beni görünce ağlıyor...
Ayşa ana, eşi yıllarca önce ölmüş
çocuksuz bir ev hanımıydı,
o yüzden bizlerin üzerine kendi çocukları gibi titrerdi...
Her tür müziği severdi,
Biz çocuklar Ayşa ananın bahçesinde oynarken
O “ if you go a vay” dinlerdi...
Zaten bana da yabancı müziği o sevdirdi...
Ne anılara ne yaramazlıklarımıza şahit olmuştu bu bahçeli ev
Ah o bahçe, güzelim bahçe
Neler anlatırdın olsaydı dilin
Aklıma geldi birden
Evcilik oynadığım komşu kızı Sevim
Ben doktor olurdum o hasta
Onu hep muayene ederdim.
Benim en iyi hastamdı Erzincanlı Sevim
Abisi yakalardı bizi kaçamazsam hep dayak yerdim...
Arkadaşlarımla o bahçede
Top atar dombik oynar,
Ceviz, misket dizer baş altı yapardık
Futbol oynar terimizi atar,
Yorulunca kendimizi toprağa kapardık.
Yağmur yağar altında delice ıslanırdık.
Ah be yıllar döndür zamanı geriye
Nerede o güleryüzlü Ayşa teyze,
Nerede Çilli Ali, Kürt Kazım
Ördek Hasan
Hani nerede o çocukluk arkadaşlarım...
Ah hayat savurdun hepimizi bir tarafa
Bak o kapının arkasına sıkışıp kaldı
Göz yaşlarımla anılarım...
Kazım DOĞAN
01.10.2011
5.0
100% (5)