HALİLİM
Yine bu akşam radyo ’Orhan baba’ çalarken
Resmine bakıp da of çekilir mi Halilim Bir kadeh şarap ile anılara dalarken Hasretinle şerefe çakılır mı Halilim Olur olmaz zamanda aklıma düşüyorsun Ben sarmayınca seni sanırım üşüyorsun Tuz kadar sevdim işte buna ne şaşıyorsun Aşkın attığı dikiş sökülür mü Halilim Senden bir parça gelir bardakda duran izin Parmağımla boşluğa çizerim her gün yüzün İnan yaşamak bile ölümden daha hazin Ama seni sevmekten bıkılır mı Halilim Kader denen örgüde bir karmaşık ağmışım Hasat mevsimindeki boran yiyen bağmışım Kahretsin ya sen erken ya da ben geç doğmuşum Aşkın içine yıllar sokulur mu Halilim Yaşamayı öğrendim bu yaralı döşümle Bazen karıştırsamda gerçeğimi düşümle Söylesene kış günü ve bu alık başımla Ah sensiz Bahçeli’ye çıkılır mı Halilim Bir lodos dalgasına uğramış balık gibi Payıma düşen oldu karanlıkların dibi Senin için hava hoş bulursun başka tabi Seven sevdiği yârdan sıkılır mı Halilim Özlemin yakar beni sesine hasret kaldım Nihayetinde ben de et ve kemikten kuldum Telefonda ayrılık mesajlarını aldım ’Kusura bakma’ dedin bakılır mı Halilim ASİYE ALEV AKBOĞA |