GEL SUSALIM
Gel
Ama çabuk Acele et, oyalanma! Sağ ol, Hoş geldin Kırmadın ya beni Ne mutlu oldum Geç otur karşıma Bir çay içelim, beraber Susalım! Konuşanların aksine Biz böyle anlaşalım Yüzündeki her çizgiden Bin öykü aksın yüreğime Saçlarımızda ki her ak tel Şahit olmuştur en az bir ihanete Kâr etmez yaralı yüreğe Bin kez konuşsan Susmak Saatlerce Konuşmadan Kirletmeden ruhumuzu Aklımızı yormadan Gönlümüzden Anlaşmak Güzel Ezberlemek istiyorum Yüzünü, gözlerini, içini Saçlarını tel tel öğrenmeliyim Ellerini, parmaklarını birer birer Bakışını, gülüşünü ezberlemeliyim Susmalıyız seninle Ta ki gerçekten konuşmamız gerekir İşte o zaman tek biz konuşuruz Kâinat dinler, susar herkes… 02.48 – 19 Eylül 2011 İstanbul |