19
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1624
Okunma
Geldik
Biz bezm-i elestte aşk şarabını
Doldurttuk boşalttık içtik de geldik
Anladık öğrendik her hesabını
Boyumuza ölçtük biçtik de geldik
Yanar arşa kadar sönmez narımız
Yanmaktır her nefes kisb ü karımız
Aşktır bizim devletimiz varımız
Gayrı masivadan geçtik de geldik
Zuhuri dideler doldu abıyla
Mest ü huşyar olduk aşk şarabıyla
Deldik bağrımızı aşk mızrabıyla
Biz o yaraları açtık da geldik
……………………….
Aşık Zuhuri
……………………………………………….
12 Nisan 1887 - 21 Mart 1949. Yusufeli’nin Zor (şimdiki adı Esenyaka) köyünde doğdu. Asıl adı Tevfik Bozkurt’tur. Aşıklık geleneğini ve bağlama çalmasını küçük yaşlardan itibaren babası Aşık İzni’den öğrendi.
Köyünde medrese eğitimi gördü. Yaklaşık 15 yaşlarında, okul arkadaşı ve akranı Aşık Huzuri ile birlikte şiir yazmaya başladı. Aşık Zuhuri sonraki yıllarda kendisinin ustası olduğunu vurguladığı Aşık Huzuri’nin desteğini gördü.
Fuzuli’den, Bayburtlu Zihni’ye birçok kişinin eserlerini okuyarak kendini geliştiren Aşık Zuhuri, Aşık Huzuri’yle birlikte Kuzeydoğu Anadolu’dan Gürcistan’a, Ahıska’dan Kırım’a dek geniş bir alanda dolaştı. Döneminin birçok tanınmış aşığıyla karşılaştı.
28 yaşındayken, 1. Dünya Savaşı (1914-1918) döneminde Rus işgaline uğrayan köyünü terkederek, ailesiyle birlikte Merzifon’a göçtü. Bu göçten sonraki yaşamı daha yerleşik ve imamlık yaparak geçti. Merzifon’da yaşadığı süre içinde de birkaç kere köyüne gidip geldi.
Hem hece hem de divan şiiri formunda örnekler veren Aşık Zuhuri’nin hece ölçüsüyle yazdığı şiirler daha çok tutuldu.
KAYNAK:© BeKa Sitesi
…………………………………………………………………………………..
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-217-)(-)(-)(
Biz nice dağları çamlı belleri
Buraları vatan seçtikte geldik
Öz Vatanımızdan Ata yurdundan
Bir bilsen nelerden geçtikte geldik
Düşündü bilgeler hep yeterince
Ak saçlı analar cevaz verince
Börteçine bize yol gösterince
Demirdağdan geçit açtıkta geldik
Bir süre boz kırda dor atı sürdük
Bazan otağ kurup yaylada durduk
İlk gelen gardaşın izini bulduk
Bazan yavaş bazen uçtukta geldik
Aldık yanımıza gaziyi beyi
Böylesi güzel yer bulunmaz deyi
Ahmet Yeseviden alıp badeyi
Büyük bir huşuyla içtikte geldik
Tengri dağın buzulları eridi
Sirderyanın bir kaç kolu kurudu
Bu sebeple kavim gardaş yürüdü
Çölleşen yurtlardan kaçtıkta keldik
Bazen arşın ile bazen kulaçla
Kaptanı deryayla,Hızır uluç’la
Elde eğri duran pala kılıçla
Çıkan engelleri biçtikte geldik
Lüzumsuz benziyor şanslı bir kula
Geçmişin anlatmak kolay mı dile
İslam sancağını aldıkta ele
Kıt’aya ışıklar saçtıkta geldik
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
100% (13)