Sinsi Bir Tabuydu AşkSensizliğin mevsiminde harfler üşüyor ellerimde Aşktan artan anların rahmetiyle gümbürdüyor gök Ezilmiş bir karınca yuvasını arıyor tozlu toprakta Küflü kadehte içki hazin bir ayrılığın sırrını gizliyor Mecalsiz sevilerin limanında bir kadın beni arardı. Senli vakitlere tanıktı bir zamanlar bu koca şehir Vesikalı mutlulukların eşkâllerine umut asmıştık Zorba bir ömrün içindeki cesaretli ışıltı gibiydik Ezber sözcüklerle sokulurdum geceleri ben tenine Sıvaları dökülmüş bir odada dudaklarımız kanardı. Gül kokardı nefesin, öpüşünle ıslatırdın dudağımı Yıkılmış dünlerin rahminde yangın artığı enkazdık Yaşlı ruhumun izbelerinde bir kız seksek oynardı Yaban ağrıydı olmazlığın, sular basardı umutlarımı Delirmiş sözcüklerimin yanağına yokluğun damlardı. Sinsi bir tabuydu aşk, çürük sallarla gidemedik mutluluğa Kendi eşiğini arayan andık, deli ırmaklara attık ruhumuzu Dargın vakitlerin zemherisi başladıkça çatlardı ellerimiz İrinli yaralarımızdan rüzgâr sızardı, daralırken nefesimiz İçli bir iç çekişti aşk, özlemin aynalarında arımız çatlardı. Selahattin Yetgin |