yokluğunSen, sen, sen yoksun… Ellerimi göğüsüm’ e bastırıp seni yokluyorum Kalbim hızla çarpıp yokluğun daha da derinleşiyor Sen yoksun Komşunun oğlu ha bire sırıtıyor bana bakıp, Haylazın alaycı bakışlarına, Hani hak vermiyor değilim Bir tuhaf ada olmuşum sen yoksun Dilerim bu acı onunda kalbine oturmaz Dün gece ışıkları söndürüp ay ile hüzünlendim Balkonda Birden gözlerimden akan sen Yüreğimde kopup nağmelendin Yanık bir türkü bizim dağlarımızdan Eteklerinde çiçekler, kelebekler, kuşlar Uyudum seninle uyandığımda sen yoksun Biliyor musun sokakları dolaşıyorum Ayaklarım bedenimi taşıyamayana kadar Seni arıyorum Kahverengi saçlarının arasında Sarı dalgalar olan birini gördüm mü? Kalbimin atışları hızlanıyor Ve yüzünü dönünce bana içim sarsıyor Herkes ne çok sensin Sen yoksun Başım sızlıyor dünya bana dar geliyor Gülüşün takılıyor hayatıma anlam buluyor Belki binlerce defa senden sonra o parkları dolaştım Her bucağında seni aradım sordum ağaca kuşa Benzerlerine hayran oldum Yabancı gülüşlerdi beni oyalayan Kanadı içim içime yoktu tesseli verecek tek bir cümle Artık biliyorum sen yoksun Olmayacaksın Ah bu umutlar değil midir insanı yaşatan Bende sığındım cılız avuntulara Bazen dalıp giderim gözlerine Gözlerin yok Beton zemine çarpar gibi düşerim Hak etmeden çarpılan okkalı bir tokat gibi sancılanırım Sen yoksun Biliyorum yaşamım anlamını yitirecek ama kabullenmelim Kahreden yalnızlığıma alışmalıyım Sen ağrıma gidiyor sen boğazıma düğüm, düğüm oluyor artık yoksun…. |