Hangi ülkenin şehrine taşındı kalbim?
baharların ortasında dolanıyor ruhum. ne yolcuyum ne de yabancı bu şehirde. sokak lambaları loş bir ışık saçarken, yıldızların artık asfaltı aydınlatamadığını görüyorum. Üzücü bir durum değil, karanlığını gösteriyor yolumun. üstünden geçebildiğim ya da takılıp kaldığım taşları görmüyorum en azından. Aylar önceydi, zamanın önemsizliği yüzüme çarptı her bir yağmur damlasıyla. Geçmiş diyorlar, mazi oluyor adı. İzlerini taşıyorum, ama kanatmıyor artık bağrımı. Hiç gitmeyecekmiş gibi gelen insanlar vardır ya, gidişleri hiç gitmiyor aklımdan. Sevdanı toprağına gömdüğüm o ülkenin sokak lambaları, artık canımı yakamıyor. Özelliği kalmamış yürek parçaların, parçalanmanın.
Satırlara sığdırılabilen bir ömür kadar imkansız, bir insana ömür boyu bağlanmak. Kalp kırıldığında, bir daha tamir edilemiyor mesela. Kırılmasına izin veriyoruz, kaybettiklerimizin değerini bildiğimiz için. Ben de bir kırık kalp sahibiyim, kalp ritimlerim kırık, sevmelerim saçma, bilinçaltı savunmalarım manasız. Hangi ülkenin şehrine taşındı kalbim, bilmiyorum. Artık arayıp ya da sormuyorum. Cevaplar anlamsız, aramalar sonuçsuz olduğu için. Arkasında temiz bir sayfa bırakabilen kaç insan var? Bile bile yanlışlara yürüyen kaç kişi? Ortasında dolandığım bir dünya dönüyor başımda. Hangi yolun asfaltı kapladı bahar yalnızlığımı? İçimde kalan gözyaşlarının bir kaçını sevdam uğruna akıtmıştım, gerisini mazide bırakıyorum. Geçmişi hatırlamak iyi gelir diye. |