Eski Karasar'lı Seyit Yalçın'ım
SEYİT YALÇINIM
Değirmen taşıyla dönüp ağlardı; Eski Karasar’lı seyit Yalçınım Bağrında rahmani aşkı çağlardı; Eski Karasar’lı Seyit Yalçın’ım Aşıklar atışsa son sözü söyler, Atlılar gelirdi, inerdi beyler Ona hayran idi, çevre tüm köyler. Eski Karasar’lı Seyit Yalçınım Yüzyıl öncesinden, herkesten farkın! Arap atın vardı, samurdu kürkün. Mert idin; namertten yok idi korkun, Eski Karasar’lı Seyit Yalçın’ım Mürşid nakşıbendi onun piriydi, Takva insanların gönül eriydi, Murada ermemiş, garip biriydi. Eski Karasar’lı Seyit Yalçın’ım. Omuzunda halı kilim satardıi Korkusuzca kabirlerde yatardı. ALLAH ALLAH deyip, nara atardı. Eski Karasar2lı Seyit Yalçın’ım. Aşık olmuş, sevdiğini almamış, Yarasına kimse merhem çalmammış, Yandaşları terk eylemiş kalmamış, Eski Karasar’lı Seyit Yalçın’ım Atına atlayıp çok diyar gezmiş, Bu fani dünyada canından bezmiş. Aşka gelip nice destanlar yazmış, Eski Karasar’lı Seyit Yalçın’ım Haktan bade içmiş nurluydu yüzün. Nakşi tarikate bağlıydı özün. Dillerden dillere söylenir sözün. Eski Karasar’lı Seyit Yalçın’ım. Sarıya meyilli buğday tenliydi, şairler arasında gayet ünlüydü. Ruhu teslim etmiş sanki canlıydı Eski Karasar’lı Seyit Yalçın’ım. Yaşadığın ömür bak; yalan oldu, Seninle gezenden kim kalan oldu? Yazdığın şiirler hep talan oldu, Eski Karasar’lı Seyit Yalçın’ım. Kangal’a bağlıydı, Karasar köyü Onu çok besledi tecerin suyu. Bilmek isterseniz güzeldi huyu. Eski Karasar’lı Seyit Yalçın’ım. Soğuk değirmende oruç tutardı. Yorgansız, döşeksiz yerde yatardı. Sabreyleyip kör nefsini utardı, Eski Karasar’lı Seyit Yalçın’ım. İnsan sarrafları veli dediler! Allah’ın sevdiği kulu dediler İhramcızadenin eli dediler Eski Karasar’lı Seyit Yalçın’ım. Rızık için köy, kasaba gezerdi, Aşka gelir güzel şiir yazardı, Bazen olur yaraları azardı, Eski Karasar’lı Seyit Yalçın’ım. |