Korkut’un Kabri Kazıldı (GÜLCE-BAHÇE)
Korkut’un Kabri Kazıldı (GÜLCE-BAHÇE)
Bir bey vardı Oğuz’da Alkaevli adında, Altı kızı var ama oğul yüzü görmemiş, Oğulsuzluk zor o gün haklıdır efkârında, O sebepten dolayı gönlü devran sürmemiş. Beş kızını sırayla evlendirdi sanıyla, En küçük kızı Halli geldi gelinlik çağa. Halli güzel akıllı at biner akranıyla, Hüneri boydan aşar güreşte kanlı boğa. Kapısında hizmetçi Ner isminde bir yiğit, Âşık olur Halli’ye Halli de sever Ner’i. Yerimi tutar diye ‘kızım senin’ der yiğit, Toya davet yapılıp kuruldu düğün yeri. Toysuz olur mu töre At binip deli yürek yiğitler,akın etti İçoğuz’dan; Alkaevli iline, tören yapılan yere. Otağlar kuruldu, tuğlar dikildi. Beyler toya karıştı, Er olan meydanı tuttu, Güreş yaptı şanlıca, deli taylar yarıştı. Ok atıldı sadak sadak, Horoz vuruştu, boğalar tutuştu, develer güreşti. Korkut Ata geldi soy soyladı boy boyladı; İçoğuz İl-ulusu şad olup dileğini söyle dedi, İki gence alkış tutup, Korkut Ata şöyle dedi: . ‘‘Koç koç olsun oğulları Yıgna olmasın dilleri Salınsın güzel kızları Yer alsın daim sözleri Bay baylı yaşasınlar Ağzı bir aşasınlar Hatırlansın, adlı olsun Daim ömrü şadlı olsun Adı bilinsin İl-ulusta Sözlü olsunlar mecliste Mihmana güler yüzlü İline şirin sözlü Destekçi olsun iline Her an çıksınlar yoluna Hürmetleyip daim onu Bilip tanısınlar şunu İkisi olsun ağzı bir Agzalanı kanrı bir Sevsinler torun-çovluk Görsün yaşlanıp da yovluk Nasihati alın sizler Dilekte tek daim bizler’’ Korkut Ata Bu dilekten sonra kopuz çaldı, Name-destan söyledi. Sabaha kadar yenildi içildi, eğlenildi Ara verildiğinde; ‘Korkut’un kabri kazıldı.’ diye bir ses, Kulağını tırmaladı, tedirgin oldu gece, Keyfi kaçtı, derman aradı nefes, Otura kaldı üzgünce. Çırçıklı’da yaşayan Oğuz İl-ulusundan, Bir ulak geldi o an davet getirdi toya. Ad koyması istendi ulular ulusundan, Karşılayan atlılar hükümran asil soya. Esenlendi tuğ ile başlarında Kara Han, Birbirinden kıskandı konuksever İl-ulus. Ad alması gerekti oğlu öldürmüş aslan, Çapak Bey seçilerek halledildi bu husus. Ak çadıra indirip yer verdi başköşeden, Ulu hürmet gösterip ağırladı deminde. Toy başladı sabaha gün kırıldı neşeden, Davete doydu ulus üç günün görkeminde. Bu toyda; At çapıldı, ok yarıştı. Pehlivan pehlivanı serdi yere, Boğa güreşti, horoz dövüştü, it dalaştı Uzun süre. Name-destan dinlendi, ad istendi ere; Korkut Ata İl- ulusa baktı şöyle dedi: ‘‘Aslan ile vuruş etti Onu toprağa icattı Yiğit böyle ad alır Bununla adı gelir Atası sağ beylik versin İl-ulus tek bunu görsün Aslan olsun yiğit adı Çapak beyin olsun şadı Onun adın verdik bizler Razı mısınız sizler Adına o eye olsun İl-ulusa kaya olsun’’ Böyledir töre, Adını verdi ere. Oğuz İl-ulusu bilir ki; Korkut Ata ululardan bir ulu. Henüz toy biterken göründü yeni yolu. Büyük bir vuruş olur Şehrisebiz civarında, Toğta Han yenik düşer yanar düşmanlık narında. Yeniş toyu yapacak Utamış Han bu sefer, Gelir Korkut Ata’ya al atlı kırk nefer. Toy bitmiş ulular sohbette idi; Yine aynı sesi işitti, Acılanıp irkildi. Davete icabet edip, Şehrisebiz kalesine kırk atlıyla at tepti. Utamış Han esenleyip tahtına buyur etti, Töreyi bilmez mi Korkut ata, Zengin döşenmiş otağda İpek halıya oturdu. Sohbet sürdüler uzunca; Yediler içtiler dinç kaldılar o gece, Toy başladı erkenden tan zifiri bozunca. Koçgarlar vuruş yaptı erkek deve güreşti, At oynayıp kişnedi oklar fırladı yaydan. Davullar tokmaklandı yiğit olan direşti, Nasiplendi İl-ulus şadlık veren bu toydan. Üç gün destan söyledi Korkut Ata durmadan, Henüz toy dağılmadan davet etti Nazar Han. Bol mahsul verdi bu yıl Amuderya yormadan, Hasıl toyu yapacak eğlenecek kız oğlan. Ay düşünü kurarken, Gün geceyi kırarken, Korkut Ata nasihat edip söyle dedi: ‘‘Yurda düşman gelmesin Yiğit armanlı ölmesin Düşman gelse göster gücün Ondan al sağlamca öcün Kaldırma hiç ar-namus Oğul isen sen savaş bes Uz kılıcını çal ona Kuvvet gelir bundan sana Bütün düşmanını yokla Herkesin hakkını hakla Dat eylesin düşman senden Nasihati alın benden Budur size benim sözüm Sizler benim kara gözüm’’ Toy bitip konuklar yol alınca Korkut Ata yalnız kalınca, ‘Korkut’un kabri kazıldı.’ sesini yeniden aldı, Şaşırıp kaldı. Yüce dağ başı olmaz dumansız; Esenleşip Utamış Han’la At bindi habercilerle tepikledi amansız. Yoksul iken eskiden üç yıl bol mahsul alan, Artık Bey ağırladı izin verdi Nazar Han. Toy başladı erkenden alkışlandı ok salan, Üçüncü gün sonunda durdu patlayan volkan. Korkut Ata Her gece name-destan söyledi, Soy soyladı boy boyladı, En sonunda şöyle dedi: ‘‘Revaç olsun işiniz Sağ yaşasın başınız Yer ekin, tohum atın Varlı maksada yetin Hamurdur İcanatınız Bol hasıllar atınız Hamursuz çörek olmaz Çöreksiz hörek olmaz Kurak gelmesin yılınız Ağrımasın beliniz Saklasın su belasında Korusun ot belasından Belanın yahşisi olmaz Yahşiyi düşman yenmez Hiç açlık olmasın Böyle günler gelmesin Açın hiç an ı olmaz Karnı toka bela gelmez İle çörek veriniz Hak Teâlâ yı görünüz Nasihat verdim sizge Sözüm yok bundan özge’’ Toy içinde Yeni bir davet almıştı, Murgap kenarında oturan Oğuz İl-ulusundan; Hanları Togtamış Han. Yıllar sonra bir oğlu olan Büküri Bey, Hanlarının izniyle toya çağırmak için Kırk atlıyla gelmişti. Korkut Ata toyun sonunda yine İşitti aynı sözü, ekşidi nurlu yüzü. Vedalaşıp, kırk atlıyla beraber Kat edip dereyi düzü, alevlendi yeni kan. Yaklaşınca Dışoğuz İl-ulusuna Karşıladı Togtamış Han. Konuk etti Büküri Bey, otağı doldu taştı, İnsan doldu dört bir yan. Boy üstüne tüm yiğitler, Yaşar gelir beyleriyle. Toy üstüne bozkırları, Aşar gelir beyleriyle. Baş döndürür her pusatı, Döş oynatır aygır atı, Dışoğuz’un koç eratı, Koşar gelir beyleriyle. Mert ulular sezgin olur, Kart boğada bozgun olur, Kurt töresi özgün olur, Taşar gelir beyleriyle. Tez yorulan öper yeri, Toz toprakta kurur teri, Boz çimene bin bir peri, Coşar gelir beyleriyle. Yedi gün yedi gece sürdü ad koyma toyu, Ulak yetişti hemen ala paça boz atlı. Oğuz İl-ulusundan Alış ilinden geldi, Tatlı bir selam ile boyu Yazır Han boyu. Oğul evlendirecek Alış hanı Yazır Han, Vurdurup koça bıçak böğürtmüş develeri, Kan akıtmış toprağa attan aygır keserek, Diler Korkut Ata’yı ak çadırı kurdurup. ‘Yaşı uzun olsun’ diyen İl-ulusu, Toy sonunda kutlamasını istedi Büküri Beyin oğlunu, Korkut Ata kutlayıp söyle dedi: ‘‘Uzun olsun oğul yaşı Esen gezsin onun başı Münasip tek olsun yarlı Kolları olsun hünerli Yaşasın o daim varlı Nazik, suluk, güzel yarlı Çok olsun oğul-kızları Alışsın onların sözleri Bahadır-yiğit olsun Gücünü düşman görsün Daim ustalık etsin Düşmanı yere kutsan Yürüyüş etse düşmana Adı yetsin asmana Hürmetlesin il-dışı Akıllı olsun başı İl-ulus alkış etsin Oğlun, maksada yetsin’’ Korkut Atayla hoşlaşıp dağıldı İl-ulusu, Büküri Bey konukları savarken Yine aynı ses, verdi ölüm korkusu. Kalkıp: ‘Çağırılan yere erinme, Çağırılmayan yerde görünme’ diyerek Atlandı ulaklarla, börke boyun eğerek. Yurt sönüp olmasın kül töremiz ata erkil. Dağ çiğdem ova sümbül tanı uyarır bülbül. Dolaşıp gezdi il il çağrılan Korkut Ata. Asil olan soyunda koç aranır koyunda. Yarışlarda oyunda nice Oğuz boyunda, Bulunur her toyunda çağrılan Korkut Ata. Yol verip aygırın boz alasına, Yetip Yazır Hanın son kalasına, Mutluluk dileyip toy balasına, Gönül okşar Korkut Ata: ‘‘Begi bey sen evli oldun Ev tutunup şovlu oldun Evin senin altı kanat Versin sana daima baht Evine senin devlet gelsin Devlerini mihman bilsin Mihman gelsin sağdan-soldan Oğul kızın olsun ondan Bela gelmesin başına Zehir katmasın aşına Rahat yaşa önünü gör Sağlıkça uzun ömür sür Bizler ederiz alkışı Burada var on bin kişi Yalkanar alkışı alan Baynımaz alkışsız kalan’’ Köpetdağ ilinin hanı Vekil Han, Esir düşer oğlu sarsılır cihan. Dönünce üç yılda toy kurar o an, Gönül okşar Korkut Ata: ‘‘Koyun ayrılsa kuzudan Ciğeri yanar sızıdan Meler, her yan çarpar yürür Kimse onu tapar yürür Kara mal ayrılsa danadan Kol çekmez hiç tornadan Mo lar daim gözü yaşlı Pek de onun bağrı başlı Köşeğini gözden salmaz Analı köşek har olmaz Kılyal tayını korudur Düşmana berk tandır Tayın vermez her düşmana Ketirir onu pişmana Hayvan, balasın izlese Yitirirse, onu gözlese İnsan onu gözlemez mi Onun için sözlemez mi Esirleri edin halas Öç koymayın sizler hullas Birlikte bir yürüyüş edin Esirlerin imdadına yetin’’ O bilge ozandır bilir işini, Verip Çandibil’e yanık döşünü, Yiğit Köroğlu’nun yorup düşünü, Gönül okşar Korkut Ata: ‘‘Argış edin tüm yurda Albıramak olmaz merde Garçga gibi mahsul toplan Kise ye koymadan kaplan. Mahsul yığın her taraftan İran ı, Taran ı, Arap tan Sonra onu iyi saklan İl-ulusu şundan ‘hak’ lan Sakın onu sarf etmeyin Günah etse hiç ötmeyin Sarf edenler ızalansın Uğrulaycın cezalansın Böyle etsen açlık olmaz İl-ulusun yer de ölmez İl-ulusun razı olur Tokluk günler sonra gelir Böyle et de koru ilin Bu sözümü iyi bilin’’ Etrek kenarında vurulur sucu, Bölünür Dışoğuz kavga sonucu, Çağırır Göklen Han ara bulucu, Gönül okşar Korkut Ata: ‘‘Bir ile gelse bir bela Ağız birlik olur kale Ağız bir il gıcırlı Kavgalı il ecirli Ağzı bire bir şey batmaz Batarsa da gücü caymaz Kavgalaşan dağılır Tanrı m ona kargıdır Kavgalaşan güçten icaçar Tanrı m ondan tez vazgeçer Ağzı bire Tanrı bir Ayrılığa kanrı bir Ağzı bir maksada yeter Ne etse de gücü çatar İki taraf anlaşsınlar Hiç durmadan barışsınlar’’ Balkan eteğinde Yapağılı Han Kırılır sürüler kaybolur çoban, Vurur ejderhayı evlad-ı Çakan, Gönül okşar Korkut Ata: ‘‘Çakan oğlu aldı ad Bindiğidir yahşi at Ejder öldürdü oğlun Daim sovuldu dovlun Beladan halas etti Ejderi kuma icattı Ejder takılsın adı Daim ilinin şadı Adına verdik ona Tanrı yalkasın şuna Olsun uzun ömürlü Oku sağlam demirli Şimdi beysin, beyzade Sahip olasın bu ada’’ Hazar’ın kenarı Iva Han yurdu, Batır Bey yaş toyu arz edip durdu, Dinleyip söyleyip bu koca kurdu, Gönül okşar Korkut Ata: ‘‘Yüz yirmiye yeten yaşın Sağ yaşasın daim başın Gözün gördü torun, çovluk Arkasından yine yovluk İlin bile birlik durdun Nice vuruş, Icavga gördün Vuruşlarda kırış ettin Maksadına daim yettin Arka oldun İl-ulusa Çok katıldın sen meclise Ömrün uzun olsun pehlivan İlinde sen misli bağban İl-ulusun tanır seni Ben de dedim şana bunu’’ Çovdur İl-ulusu hata kurbanı, Ne Ata’yı dinler ne Salur Han’ı, Pişmanlık duyunca depreşir kanı, Gönül okşar Korkut Ata: ‘‘Yahşi maslahat alınız Dostluk keneşi biliniz Yüz döndürmen dosttan-yardan Çekilmeyin namus-ardan Bilin nasihat edeni Rast gelir doğru gideni Ulunun dediğini edin Maksat-murada yetin Gönül koymadım sizlere Hürmet koydunuz bizlere’’ Yemreli İl-ulus yurt tutmuş Vas’ı, Aşna Han beyi Allak, beylerin hası, Oğlunun saç toyu kâkül aynası, Gönül okşar Korkut Ata: ‘‘Kâkül koyup arzu ettik Şu zamana gelip yettik Ay gecedir, yol gecedir Çağalık senden kaçadır Yiğit yetip kız şevedir Birbirine şart diyedir Atalarına ayıtsınlar Razı olup Imyıtsınlar Başlasın da gelin toyu Konuk ile dolan toyu Kâkülün sona-ça össün Aldığın gelinin kessin Dileğimiz budur bizim Geleceğiniz bu sizin Biz diledik, Tanrı bilsin Dediklerimiz hep gelsin’’ Kalkan oğlu Kuvvat bir deli sızı, Verilmez Akça’sı Güneş Han kızı, Akevli hanını ederek razı, Gönül okşar Korkut Ata: ‘‘Bir bir olup yapıştınız Sevgi ile tapıştınız Yahşi olup ömür sürün Uzun yıllar ovluk görün İncitmeyin kendinizi Sağlıkta görsünler sizi Tanrı m size devlet versin O devleti neslin görsün Daim etsin ağzı birlik Söz kalmadı şimdi dirlik Yetişin maksat-murada Tanrı m yetsin yahşi ada’’ Haral’ın kıyısı Galdav Han yurdu, Ulus Biçene’ye zulmedip durdu, Halk Dana’yı seçip han toyu kurdu, Gönül okşar Korkut Ata: ‘‘İl-ulus han etti seni Horlamayın asla onu Eziyet etme iline Kuvvet verir beline Keneşli et işini Koni, sakla dışını Muhtaçlara et yardım Olursun daima mert hem Yardımın varır yerine Sahip olursun oruna Tanrım seni kollasın Doğru yola yollasın’’ Altınorda hanı koca Alaş Han, Oğlu Algiz için kurdurur divan, İl-ulus Duydurga şad olur toydan, Gönül okşar Korkut Ata: ‘‘Atan yaşlandı senin Güç kuvveti yok onun Ornım tut da onun Sözünü dinle benim Senin adın Algiz Olasın daim görgüz Ettir düşmanı pişman İş etme onu eşmen İl ile birlik yürü İline yahşı karı İlini düşmandan koru Düşmana sağlam tarı İl-ulusa vefalı Gez zevkli-sefalı Senin ömrün olsun uzak Kurarsın düşmana tuzak’’ İçoğuz ilidir Sırderya boyu, İl-ulus Bekdili Gamlı Han soyu, Gamlı olur Şadı yapar kız toyu, Gönül okşar Korkut Ata: ‘‘Kız oğuldur, oğul kız İkisi de olur iz.. Nesillinin izi var Nesilsizler eder zar Nesilsiz geçer gider Gün gibi aşar gider Kimin olsa zürriyeti Duyulur onu adı Kızın oldu Gamlı han Onlar olsun sonra on Ay olsun bunu adı Atasının pek şadı Gamlı adı ayralım Yeni bir ad koyalım Adı verdik kabul et Maksat, murada yet’’ Ural dağları Dağların ulusu, kurt yatağı, gönül aşkım. Aşkımın son zirvesi… Zirvesi dumanlı, iz bilmez karlı. Karlı Han oturur eteğinde yurt tutmuş Oğuz, Oğuzların Kayı İl-ulusu at teper çimeninde; Çimeni sürülü, yaylası ballı, ormanı avlı… Ava çıkar bir gün Mengen adlı bir avcı, Avcı bilmeli vuracağı avı. Avı bir geyiktir, alınca oku çöker yere çaresiz. Çaresizce bakar avcıya melül melül… Melül bakışlar ok olup saplanır Mengen’in yüreğine. Yüreğine ateş düşer kor düşer, ölüm korkusu sarar; Sarar sarar da dalar deli düşüncelere… Düşünür ki ölmeden önce Korkut Ata’yla görüşeyim, Görüşüp sazını, name-destanını dinleyeyim. Dinleyeyim öğüdünü nasihatini, alayım duasını. Duasına inanıyordu Korkut Ata’nın. Korkut Ata’yı çağırmak için Karlı Han’dan ruhsat istedi, İstedi ki kardeşiyle oğlu alıp gelsin, Gelsin de derdime çare olsun… Ve Kayı Uyandı, Karşıladı. Önde Karlı Han, Dolup taştı meydan. Tanrım bu nasıl sevi, Şenlendi Mengen’in evi. Korkut Ata söz söyleyerek, Sonra öğüt-nasihat eyleyerek, Soy soyladı boy boyladı dua kıldı, Dilek diledi, ‘Tanrı affetsin’ diyerek: ‘‘Meraklıdır ava adam Avda olan daim şad hem Hayvana ölüm gelir Hayvanı dada salır İşitilmez onun dadı Dadıdır insanın şadı Çalttan aşa kırılır Ok değerde burulur Gözle görse birisi O da olur girevi Sonunda omno oturur Feryadını yetirir Böyle otursa avın senin Dinle sözümü sen benim Tövbe et de av avlama Hayvanı da kınıma Tanrı m suçunu geçsin Günah yazgısı öçsün’’ Bu haberi kimden al ulu Bayındır Han’dan; Bir casus geldi köşke dedi ‘Toğta haindir.’ Doğrularak yerinden hanlar hanı Bayındır, El dokunup kabzaya haber sordu casustan. ‘Yüz bin asker topluyor Oğuz üstüne yürür, Tedbir alınsın diye dedim haber vereyim.’ ‘İçoğuz’la Dışoğuz toplansın bir göreyim, Ulu Tanrı ya ona ya da Oğuz’a verir.’ Uyarıldı ulakla yirmi dört Oğuz boyu; İki yüz bin askeri toplayın dendi hemen, Korkut Ata yanında yola çıktı Karlı Han. Dokuz bin yiğit ile Türkistan’a ulaştı; İki yüz bin kişilik doğdu koca bir ordu, Her neferi gönüllü hepsi bozkırın kurdu. Korkut Ata Bir araya gelen Oğuz yiğitlerine Söz söyledi, boy boyladı, Öğüt-nasihat etti. Yiğitler de, düşmana darbe vuracaklarını belirtti. Tam bu sırada Korkut Atanın kulağına ‘Korkutun kabri kazıldı.’ sesi geldi, Fakat Korkut Ata alışmıştı her toyda, Buna önem vermedi. Bayındır Han orduyu cenk koluna ayırdı, Biri arkaya geçti yol başçısı Kazan Han. Batıyı tutan kolu Köroğlu’na ayırdı, Doğuyu tutan taraf Teke hanı Saman Han. Hanlar hanı Bayındır ön cepheden saldırdı, Ala aygır boz tayın yer ürktü nefesinden, Kurtların haykırışı kayadan toz kaldırdı, Oynadı kılıç kalkan gök inler nal sesinden. Bir tarafta Köroğlu bir tarafta Saman Han, Kılıç çekip narayla at uçurdu baş kesti. Kazan Han’ın ordusu çevirerek arkadan, Çakarak şimşek gibi kasırga olup esti. Çember içinde kaldı Toğta Han’ın ordusu, Yer yarılsa girecek ırmak oluştu kandan. Büyüdükçe büyüdü sardı ölüm korkusu, Plan kurdu kaçmaya olmamak için candan. Bırakır mı Köroğlu tutup düşürdü attan, Hangi han dayanır ki yiğidin gür sesine. Düştüğüyle kalınca kurtardı öz polattan, Götürdü büyük hana yapışıp ensesine. Sis var diye havada oyun olur mu kurda, Oğuz’un zaferiyle boz bulanık duruldu. Hanlar Hanı Bayındır derlenip döndü yurda, İç Dış Oğuz bir oldu yeniş toyu kuruldu. Otağlar süslenerek bir bir tuğlar dikildi, Güreş tuttu yiğitler at çapıldı ok uçtu. Boğalar toz kaldırdı güçsüz deve çekildi, İt dalaştı sıradan soylu koçlar vuruştu. Keçe keçe, peçiz…Oynandı, Yoksul çadır donandı. Aç olan doydu, çıplak olan örtündü, Kırk gün kırk gece şad oldu bütün Oğuz, Sonunda İl ulus Korkut Ata’ya döndü; Kutlama sözünü söylemesini istedi, Korkut Ata şöyle dedi: ‘‘Düşman gizli desga tuttu Bundan, haber gelip yetti Her yana çapar saldırdın Asker diye car bildirdin Seni İl-ulus kolladı Çok yiğit asker yolladı İki yüz bin sayı oldu Cemlenip yiğitler geldi Hazırlandılar yöriişe Talimle vardı vuruşa Vuruş etti batır yürek Batırlık yiğide gerek Oğuz ili ağzı birdir Ağzı bir misali şirdir Talim aldı asker senden Ve düşman basıldı bundan İl-ulusunu sakladın Düşmanını iyi yokladın Darmadağın oldu düşman Ediyordur şimdi pişman Vuruşta kanlar döküldü Atlar her yana sokuldu Vuruş bitti ölen öldü Ölmeyenler hatır oldu Yiğitleri mutlu ettin Yenişe il ile gittin Yeniş toyunu toyladın Il-ulusa şad eyledin Dua ediyor il sana Kutlağ tabşırıldı bana Tanrı m sana kuvvet versin İl-ulusun devran sürsün Ak yürekten kutluyoruz Olanları yadlıyoruz’’ Toy bitti İçoğuz Dışoğuz gitti. Gitmedi Korkut Ata, kırk ay, kırk gün, Kırk gece, kırk saat kaldı burada. Yaşı yüz yirmiye ulaştı, İçoğuz’u Dışoğuz’u toplayıp Kendine yaş toyu yaptı. Bu toy en büyük toydu Güreşe, eğlenceye, yarışa, Barışa… Oğuz İl-ulusu bu toyda doydu. Konuklar dağılınca Korkut Ata ‘Korkut’un kabri kazıldı.’ sesini yeniden duydu. Bu sese alışmıştı artık; Ama bu son ses neşesini kaçırdı, üzdü yeniden, Gezintiye çıktı dağ, ova, dere tepe demeden. Bir tan vakti Sırderya kenarına geldi, Atından inip güzel manzarayı izlerken Aynı sesi yeniden duydu, etkilendi. Deryaya vurmak istedi kendisini; O sırada: ‘Korkut! Namertlik etme. Ölümden kurtuluş yok, öleceksin mutlaka. Ölüm vaktin yaklaştı. Kırk ay, kırk gün, kırk gece geçtikten sonra Emaneti vereceksin. İl-ulusun, seni Türkistanda kazılan kabrinde toprağa verecek. O vakte kadar İl-ulus ile hoşlaş, Vedalaş, helallaş…’sesi kulağına geldi. Çaresiz, Atına atlayıp döndü yurduna. Aradan üç yıl, üç ay, kırk gün, kırk gece geçti. ‘Görme-görüşüm’ var deyip, İçoğuz Dışoğuz İl-ulusunu çağırdı. Üç gün yeme içme oldu, Sonunda öğüt-nasihat meydanına çıktı: ‘Ey, halkım. Ölümden kurtuluş yokmuş, Olmuyormuş. Sizler benden razı olun, hakkınızı helal edin. Benim mecalim kaçtı, gücüm kalmadı…’dedi. Can verdi. Oğuz İl-ulusu, götürüp Türkistan’a, Gömdüler akrabaları yanına. Var ya: Sensin destan sensin derya… Oğuz’un koca ozanı, yiğit ozan, Her derde derman sunan, Türk’ün ulusu, bilicisi, ereni, Gaipten haber vereni, Başköşenin konuğu, Gönüllerin sultanı, yerlerin hâkimi, Göklerin yükselen tuğu… Korkut Atam bizimlesin daima. Aynı kökten çıkan sürgün gün kopar mı yıldızından, Soyutlanmaz Korkut Ata öz Türk yurdu Türkistan’dan. Vuslatî’yem selam verdim Dedem Korkut kopuzundan, Derleyen Ata Rahmanov bu destan Türkmenistan’dan. Osman Öcal Not: Derlemeyi Türkiye Türkçesine çeviren: Sayın Yusuf Akgül |
Sensin destan sensin derya…
Oğuz’un koca ozanı, yiğit ozan,
Her derde derman sunan,
Türk’ün ulusu, bilicisi, ereni,
Gaipten haber vereni,
Başköşenin konuğu,
Gönüllerin sultanı, yerlerin hâkimi,
Göklerin yükselen tuğu…
Korkut Atam bizimlesin daima.
Aynı kökten çıkan sürgün gün kopar mı yıldızından,
Soyutlanmaz Korkut Ata öz Türk yurdu Türkistan’dan.
Vuslatî’yem selam verdim Dedem Korkut kopuzundan,
Derleyen Ata Rahmanov bu destan Türkmenistan’dan.
Kutluyorum yüreğinize,kaleminize sağlık selamlar......